Hazret-i Aişe validemiz buyurdu: “Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) ahirete irtihali yaklaşınca; yanındaki su kabına elini daldırıp yüzünü meshediyor ve “Allahümme e‘ınni ala sekerati’l-mevti” (Allah’ım, ölüm sıkıntılarına karşı bana yardım eyle.) buyuruyordu. Hazret-i Hasan (r.a.) buyurdu: “Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) ölümün meşakkatini hissedince Hz. Fatıma: “Vay babamın başına gelene” dedi. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) : “Vallahi babana şu üzerindeki ızdırablı halden başka meşakkat verici hal gelmez” buyurdular. Hz. aişe buyurdu: Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) vefat ettikleri hastalıklarından önce: “Cennette makamını görmedikçe hiç bir peygamberin ruhu kabz olunmaz. Sonra da (dünya ile ahiret arasında) muhayyer (serbest) bırakılır” buyurmuş idi. Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) , irtihali yaklaşınca kendinden geçti. Sonra açıldı ve evin tavanı cihetine bakarak: “Allahümme er-refika’l-a‘la” buyurdular (ki “Allah’ım, beni refik-ı a‘laya kavuştur” demektir). O vakit bizi tercih etmediğini ve sıhhatinde iken buyurduklarının manasını anladım. (Buhari) Enes bin Malik (r.a.) buyurdu: Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) vefatları vaktinde vasiyetlerinin hemen tamamı: “Namaza ve emriniz altındakilerin haklarına riayet edin; dikkat edin, koruyun” idi.