Peygamberimizin kutlu doğum haftası ile ilgili ilahiler Kutlu doğum programları gitikce artmaya başlandı. Bu programları hazırlanmak için önceden yoğun bir yoğun yapılmaktadır. Bir Güneş Doğdu ilahisi 571' de bir güneş doğdu Adı muhammeddir ilk sözü ümmet Babasıydı Abdullah Annesiydi Amine Süt annesi Halime Doğdu cennet evine 571' de bir güneş doğdu Adı muhammeddir ilk sözü ümmet Bastı 6 yaşına kaldı Kaldı bir tek başına Dedesiyle amcası Hemen kanat gerdiler 571' de bir güneş doğdu Adı muhammeddir ilk sözü ümmet 40 yaşına gelince Peygamberlik verildi Allah birdir deyince Putlar yere serildi 571' de bir güneş doğdu Adı muhammeddir ilk sözü ümmet Kutlu doğum haftası ilahisi sen doğdun nurlandı bütün kainat seninle yaşanır en güzel hayat sendedir şefaat sendedir vuslat iyiki doğdun sen ey yüce resul amine annendi baban abdullah seni öz nurundan yarattı allah alemlere rahmet ya rasulallah iyiki doğdun sen ey yüce resul aylardan nisandır seni anlatır kutlu bir doğumdur hep aydınlatır hasretin gönlüme hüzün damlatır iyiki doğdun sen ey yüce resul seninle yeşerdi çölde çiçekler kabul oldu o an bütün dilekler o gece sevindi gökte melekler iyiki doğdun sen ey yüce resul Abdurrahman Önül Canım kurban olsun senin yoluna Canım kurban olsun senin yoluna, Adı güzel, kendi güzel Muhammed, Şefâat eyle bu kemter kuluna, Adı güzel, kendi güzel Muhammed Mü'min olanların çoktur cefâsı, Ahirette olur zev-u sefâsı, On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı, Adı güzel, kendi güzel Muhammed Yedi kat gökleri seyrân eyleyen, Kûrsûn üstünde ceylân eyleyen. Mi'râcında ümmetini dileyen, Adı güzel, kendi güzel Muhammed Aşık YUNUS neyler iki cihânı sensiz, Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız Sana uymayanlar gider imânsız, Adı güzel, kendi güzel Muhammed Medyûndur o mâsuma bütün bir beşeriyyet Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret. Bir gece-Ertuğrul erkişi Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi, Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler, Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi! Nerden görecekler, göremezlerdi tabii; Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi, Bir kerede, ma'mure-i dünya, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin. Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi. Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum, Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi! Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi; Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi! Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini, Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sahipse, O'nun vergisidir hep; Medyûn ona cemiyyeti, medyûn O'na ferdi. Mehmet akif ersoy Sultanım tut elimden kaldır beni aşkın ile yandır beni haber gönder aldır beni nerde ferman ey sultanım yol yürürüm yollar çamur ha dolu yağmış ha yağmur sana varmak bana onur nerde ferman ey sultanım yollarımı sana getir her sonucu sende bitir yiteceksem sende yitir derde dermen ey sultanım yola düştüm yolda kaldım dile düştüm harda kaldım dile düştüm darda kaldım dle ferman ey sultanım O Gece Sendin Gelen Ya Hazreti Muhammed Arş'ın kubbelerine, adı nûrla yazılan, İsmi; semâda ''Ahmed'', yerde ''Muhammed'' olan, Yedi katlı göklerde, Hâk Cemâli'ni bulan, Evvel-Âhir yolcusu, Yâ Hazreti Muhammed. Sağnak nûr yağmurları, inerken yedi kattan, O gece, Sendin gelen, ezel kadar uzaktan, Melekler, her zerreye, müjde verirken Hâkk'tan; O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed. Güneşler, o gecenin, nûruna secd ederken, Yıldızlar, meşk içinde, kâinat vecd ederken, Bütün hamd ü senâlar, Yüce Rabb'e giderken, O gece sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed. Kâbe'de şirk taşları, putlar yere dönerken, Cehâlet bayrakları, birer birer inerken, Bin yıllık, küfr ateşi, ebediyyen sönerken, O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed. O gece, Sâve Gölü, mûcizeyle kururken, Kisra Saraylarında, sütunlar savrulurken, Arz'dan Arş'a , Âlemler, rahmetini bulurken, O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed. Sen ki; doğum kundağı, ak bulutla örülen, Doğar doğmaz, Allah'a secde emri verilen, Alnında, âlemlere rahmet tâcı görülen, Kâinat Efendisi, Yâ Hazreti Muhammed. Sen ki; asâletine, ezelden hükmedilen, Tertemiz rahimlerle, lekesiz soydan gelen, Beşeri şüpheleri, Kur'ân ilmîyle silen, Seçilen sevgilisin, Yâ Hazreti Muhammed. Sen ki; büyük yargıda, şefaat müjdecisi, Bunca âciz beşerin, Mahşer günü bekçisi, Sen ki; Kur'ân şâhidi, Allah'ın son elçisi, Kurtuluş habercisi, Yâ Hazreti Muhammed. Sen ki; Âdem neslini, uçurumdan döndüren, Zulüm sancılarını, şefkâtiyle dindiren, İnkâr yangınlarını, irfânıyla söndüren, Âlimlerin sultanı, Yâ Hazreti Muhammed. Sen ki; güzel huyların, ahlâkın meş'alesi, Sabır doruklarında, beşerin en yücesi, Senin Cennet mekânın, fakirlerin hânesi, Gönüller hazinesi, Yâ Hazreti Muhammed. Câhiliye devrini, kapatan, ulu Sultan, Şefaatin, Allah'a yalvaran kolu Sultan, Rabb'imin, en sevgili, en yakın kulu Sultan, Melekler Sana hayran, Yâ Hazreti Muhammed. Sana şâhid, sonsuzlar, ezelden beri her an, Sana şâhid, âyetler, her zerre ve her mekân, Senden uzak kalmaya, nasıl dayanır ki can? Sen, her canda Cânânsın, Yâ Hazreti Muhammed. Mîraç gecesi, bir bir, açılıyorken gökler, Seni selamlıyorken, her katta peygamberler, Öyle bir an geldi ki; durdu bütün melekler, Hâkk' a yalnız yürüdün, Yâ Hazreti Muhammed. Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin, Dünya'da dönmeyen dil, mahşerde ne söylesin, Allah, bütün beşeri, ümmetinden eylesin, Sancağının altında, Yâ Hazreti Muhammed. Hâkk ile, kul vuslatı, o îlahi düğünde, Hiç kimseden kimseye, fayda olmayan günde, Hasatları, has tartan, o terazi önünde, Noksanları bağışlat, Yâ Hazreti Muhammed. Bu îman meş'alesi, hiç sönmeden yanacak, Ümmetin, Seni her an, mahşere dek anacak, Gönül tortularımız, nûr'unla paklanacak, Andımıza şâhid ol, Yâ Hazreti Muhammed. Biliriz ki; hükmü yok, bu dünya nîmetinin, Gönüldür sermayesi, âhiret servetinin, Sana, Salât ve Selâm, gönderen ümmetinin, Cennetler şâhidi ol, Yâ Hazreti Muhammed Cengiz Numanoğlu