Peygamber efendimizin kutlu doğum haftası ilahileri

Konusu 'Şiir köşesi' forumundadır ve Beyza tarafından 28 Mayıs 2012 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Peygamberimizin kutlu doğum haftası ile ilgili ilahiler

    Kutlu doğum programları gitikce artmaya başlandı. Bu programları hazırlanmak için önceden yoğun bir yoğun yapılmaktadır.

    Bir Güneş Doğdu ilahisi

    571' de bir güneş doğdu
    Adı muhammeddir ilk sözü ümmet

    Babasıydı Abdullah
    Annesiydi Amine
    Süt annesi Halime
    Doğdu cennet evine

    571' de bir güneş doğdu
    Adı muhammeddir ilk sözü ümmet

    Bastı 6 yaşına kaldı
    Kaldı bir tek başına
    Dedesiyle amcası
    Hemen kanat gerdiler

    571' de bir güneş doğdu
    Adı muhammeddir ilk sözü ümmet

    40 yaşına gelince
    Peygamberlik verildi
    Allah birdir deyince
    Putlar yere serildi

    571' de bir güneş doğdu
    Adı muhammeddir ilk sözü ümmet

    Kutlu doğum haftası ilahisi

    sen doğdun nurlandı bütün kainat
    seninle yaşanır en güzel hayat
    sendedir şefaat sendedir vuslat
    iyiki doğdun sen ey yüce resul

    amine annendi baban abdullah
    seni öz nurundan yarattı allah
    alemlere rahmet ya rasulallah
    iyiki doğdun sen ey yüce resul

    aylardan nisandır seni anlatır
    kutlu bir doğumdur hep aydınlatır
    hasretin gönlüme hüzün damlatır
    iyiki doğdun sen ey yüce resul

    seninle yeşerdi çölde çiçekler
    kabul oldu o an bütün dilekler
    o gece sevindi gökte melekler
    iyiki doğdun sen ey yüce resul
    Abdurrahman Önül

    Canım kurban olsun senin yoluna

    Canım kurban olsun senin yoluna,
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed,
    Şefâat eyle bu kemter kuluna,
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed

    Mü'min olanların çoktur cefâsı,
    Ahirette olur zev-u sefâsı,
    On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı,
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed

    Yedi kat gökleri seyrân eyleyen,
    Kûrsûn üstünde ceylân eyleyen.
    Mi'râcında ümmetini dileyen,
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed

    Aşık YUNUS neyler iki cihânı sensiz,
    Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız
    Sana uymayanlar gider imânsız,
    Adı güzel, kendi güzel Muhammed

    Medyûndur o mâsuma bütün bir beşeriyyet
    Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.


    Bir gece-Ertuğrul erkişi

    Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
    Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!

    Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler,
    Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!

    Nerden görecekler, göremezlerdi tabii;
    Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,

    Bir kerede, ma'mure-i dünya, o zamanlar,
    Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.

    Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
    Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!

    Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin.
    Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi.

    Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,
    Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!

    Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
    Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!

    Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;
    Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!

    Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini,
    Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.

    Dünya neye sahipse, O'nun vergisidir hep;
    Medyûn ona cemiyyeti, medyûn O'na ferdi.
    Mehmet akif ersoy

    Sultanım

    tut elimden kaldır beni
    aşkın ile yandır beni
    haber gönder aldır beni
    nerde ferman ey sultanım

    yol yürürüm yollar çamur
    ha dolu yağmış ha yağmur
    sana varmak bana onur
    nerde ferman ey sultanım

    yollarımı sana getir
    her sonucu sende bitir
    yiteceksem sende yitir
    derde dermen ey sultanım

    yola düştüm yolda kaldım
    dile düştüm harda kaldım
    dile düştüm darda kaldım
    dle ferman ey sultanım

    O Gece Sendin Gelen Ya Hazreti Muhammed

    Arş'ın kubbelerine, adı nûrla yazılan,
    İsmi; semâda ''Ahmed'', yerde ''Muhammed'' olan,
    Yedi katlı göklerde, Hâk Cemâli'ni bulan,
    Evvel-Âhir yolcusu, Yâ Hazreti Muhammed.

    Sağnak nûr yağmurları, inerken yedi kattan,
    O gece, Sendin gelen, ezel kadar uzaktan,
    Melekler, her zerreye, müjde verirken Hâkk'tan;
    O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

    Güneşler, o gecenin, nûruna secd ederken,
    Yıldızlar, meşk içinde, kâinat vecd ederken,
    Bütün hamd ü senâlar, Yüce Rabb'e giderken,
    O gece sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

    Kâbe'de şirk taşları, putlar yere dönerken,
    Cehâlet bayrakları, birer birer inerken,
    Bin yıllık, küfr ateşi, ebediyyen sönerken,
    O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

    O gece, Sâve Gölü, mûcizeyle kururken,
    Kisra Saraylarında, sütunlar savrulurken,
    Arz'dan Arş'a , Âlemler, rahmetini bulurken,
    O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.

    Sen ki; doğum kundağı, ak bulutla örülen,
    Doğar doğmaz, Allah'a secde emri verilen,
    Alnında, âlemlere rahmet tâcı görülen,
    Kâinat Efendisi, Yâ Hazreti Muhammed.

    Sen ki; asâletine, ezelden hükmedilen,
    Tertemiz rahimlerle, lekesiz soydan gelen,
    Beşeri şüpheleri, Kur'ân ilmîyle silen,
    Seçilen sevgilisin, Yâ Hazreti Muhammed.

    Sen ki; büyük yargıda, şefaat müjdecisi,
    Bunca âciz beşerin, Mahşer günü bekçisi,
    Sen ki; Kur'ân şâhidi, Allah'ın son elçisi,
    Kurtuluş habercisi, Yâ Hazreti Muhammed.

    Sen ki; Âdem neslini, uçurumdan döndüren,
    Zulüm sancılarını, şefkâtiyle dindiren,
    İnkâr yangınlarını, irfânıyla söndüren,
    Âlimlerin sultanı, Yâ Hazreti Muhammed.

    Sen ki; güzel huyların, ahlâkın meş'alesi,
    Sabır doruklarında, beşerin en yücesi,
    Senin Cennet mekânın, fakirlerin hânesi,
    Gönüller hazinesi, Yâ Hazreti Muhammed.

    Câhiliye devrini, kapatan, ulu Sultan,
    Şefaatin, Allah'a yalvaran kolu Sultan,
    Rabb'imin, en sevgili, en yakın kulu Sultan,
    Melekler Sana hayran, Yâ Hazreti Muhammed.

    Sana şâhid, sonsuzlar, ezelden beri her an,
    Sana şâhid, âyetler, her zerre ve her mekân,
    Senden uzak kalmaya, nasıl dayanır ki can?
    Sen, her canda Cânânsın, Yâ Hazreti Muhammed.

    Mîraç gecesi, bir bir, açılıyorken gökler,
    Seni selamlıyorken, her katta peygamberler,
    Öyle bir an geldi ki; durdu bütün melekler,
    Hâkk' a yalnız yürüdün, Yâ Hazreti Muhammed.

    Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin,
    Dünya'da dönmeyen dil, mahşerde ne söylesin,
    Allah, bütün beşeri, ümmetinden eylesin,
    Sancağının altında, Yâ Hazreti Muhammed.

    Hâkk ile, kul vuslatı, o îlahi düğünde,
    Hiç kimseden kimseye, fayda olmayan günde,
    Hasatları, has tartan, o terazi önünde,
    Noksanları bağışlat, Yâ Hazreti Muhammed.

    Bu îman meş'alesi, hiç sönmeden yanacak,
    Ümmetin, Seni her an, mahşere dek anacak,
    Gönül tortularımız, nûr'unla paklanacak,
    Andımıza şâhid ol, Yâ Hazreti Muhammed.

    Biliriz ki; hükmü yok, bu dünya nîmetinin,
    Gönüldür sermayesi, âhiret servetinin,
    Sana, Salât ve Selâm, gönderen ümmetinin,
    Cennetler şâhidi ol, Yâ Hazreti Muhammed
    Cengiz Numanoğlu