Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam’ ın doğumu esnasındaki mucizeler nelerdir? Kâinatta en büyük hadise hiç şüphe yokki, kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dünyaya teşrifleridir. Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam’in dünyaya teşrifleri o anda bütün kâinat üzerinde bir takım harika hâdiseler meydana gelmiştir. Hepsi birer mucize olan bu hadiseler, Cenab-ı Hakk’ın, bütün alemlere peygamber olarak seçtiği o Zat’ı daha dünyaya gelirken tasdik ettiğinin işaretidir. Çünkü; Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam risaleti diğer peygamberler gibi hususi değil, umumi ve cihanşumüldür. Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam ’ın, doğar doğmaz dua ve niyaz ettiğini işittim. Gaibden, “Yerhamüke Rabbüke” diye söylendiğini duydum. Sonra bir nur çıkıp öyle bir ışık verdi ki, doğudan batıya kadar, her yer göründü…” Bundan başka bir çok hadiselere şahit olan, Şifa hatun “Ne zaman ki, O’na peygamberliği bildirildi, hiç düşünmeden tereddüd etmeden ilk iman edenlerden biri de ben oldum ” demiştir. O gece yine Amine anamızın yanında bulunan Safiyye Hatun da yaşadıklarını şöyle anlatmıştır: “Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam doğduğu anda, her tarafı bir nur kapladı. Doğar doğmaz secde etti, mübarek başını kaldırıp açık bir dille “La ilahe illallah, inni resulullah” dedi. O’nu yıkamak istediğimde, biz O’nu yıkamış olarak gönderdik denildi. Göbeği kesilmiş ve de sünnet olmuş görüldü. Secde halinde hafif bir sesle bir şeyler söylüyordu. Kulağımı mübarek ağzına yanaştırdım. “Ümmeti, ümmeti (Ümmetim Ümmetim)” diyordu….. İşte Nebiyy-i Resulu Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri esnasında meydana gelen hâdiselerden bazıları: O gece İran Kisrâsı (Kralı)'nın Medâyin şehrindeki sarayının 14 sütûnu yıkılmış, Mecûsîlerin İran'da Istahrâbat şehrinde bin yıldan beri yanmakta olan "ateşgede"leri sönmüş, Sâve (Taberiyye) gölü yere batmış, bin yıldan beri kurumuş olan Semâve deresi'nin suları taşmış, Mecûsîlerin büyük bilgini Mûdibân korkunç bir rüya görmüş, Kâbe'deki putların yüz üstü devrildikleri görülmüştü. Gerçekten O'nun doğması ile bütün dünyada hüküm sürmekte olan cehâlet ve küfür ateşi sönmüş, putperestlik yıkılmış, zulmün baskısı son bulmuştur.