Osmanlı Dönemi Arabistan'da Gayrimüslimler Gayrimüslimler Osmanlı eyaletlerindeki gayrimüslim nüfuslar örneğinde de aynı durum geçerlidir. Bunlar başat olarak Rabinik Yahudiler ile çeşitli Hristiyan mezheplerinden oluşuyordu. Gelgelelim, gayrimüslim topluluklara özgü fazladan bir zorluk da, baskı mı hoşgörü mü şeklinde ifade edilebiliecek tatsız sorudur. Çok yakın geçmişe değin, belirli bir dönemde bütün gayrimüslim cemaatin statüsü, kaç kere şiddetli saldırıya uğradığına veya standart giyim-kuşam ve davranış kısıtlamalarının ne sıklıkla dayatıldığına bağlı olarak değerlendiriliyordu. Bu standartlara göre, diğer Müslüman imparatorluklar ve Hristiyan Avrupa’daki dinsel azınlıkların deneyimine nazaran, Osmanlı çağında çoğu gayrimüslim oldukça geniş bir hoşgörüden yararlanmışlardı. Bununla birlikte, başta Osmanlı Yahudi cemaat tarihçileri, bir dinsel azınlığın deneyimini baskı ve eziyetin varlığına ve yokluğuna indirgeme alışkanlığından artan bir rahatsızlık duymaya başladıklarından, bunun yerine söz konusu nüfusları, bir başka bütünlükler bağlamında çözümlemeyi yeğlemektedirler. Bu konuda da, şer’i mahkeme sicilleri gerek azınlık faaliyetleri- zira gayrimüslimler çok çeşitli muameleler için sıkça şeriat mahkemesine gidiyorlardı- gerek daha geniş toplumsal bir bağlama ilişkin kanıtlar sunmaktadır. Ancak bunların da halk edebiyatı, iradeler ve beylerbeyi buyrulduklarıyla tamamlanması gerekir