Cenab-ı Hakk'ın yeme ve içmemizi terk etmemize ihtiyacı yoktur. Bu manada oruç tutmak, yalnızca yemekten ve içmekten uzak durmak değildir. Oruçlu kişi, kötü söz vede davranışlardan uzak durmalı, her çeşit yalan ve dedikodudan kaçınmalıdır. İnsanlar ile iyi geçinmeli, kimseyi incitip kırmamalıdır. Öfke, kin ve nefretten uzak durmalıdır. Hep güler yüzlü, hoşgörülü ve anlayışlı davranmalıdır. Yoksullara yardım etmeli, ihtiyar ve kimsesizleri koruyup gözetmelidir. "Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü söz söyle mesin, kavga etmesin. Ona birisi kötü söz söylerse, 'Ben oruçluyum.' desin." [Buharî, Savm, 9.] Ramazan ayına özgü yardımlaşma ve kaynaşma vesilesi olan fitre görevini yerine getirmeliyiz. Öte yandan iftar davetlerine giderek teravih namazına ve mukabelelere katılarak sosyal çevremizle ilişkilerimizi kuvvetlendirmeye çalışmalıyız. Oruç tutan kişiler, giysi ve beden temizliğine bilhassa da ağız ve diş temizliğine daha fazla özen göstermelidirler. Oruç tutan kişiler, geçerli bir sebep yok iken orucunu bozacak davranışlardan kaçınmalıdır. Bu ibaadeti sabırla olmayı gerektirdiğini bilmelidir. Oruçlu kişi, Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhi salatu vesselam, [Oruç sabrın yarısıdır.] (İbn Mâce, Siyam, 44.) hadis-i şerifini unutmamalıyız. Her çeşit sıkıntı ve kedere karşı orucuna zarar verici duruma, sabır ile karşılık vermelidir.