Öfkeli olunca nasıl davranmalı ? Ebû Bekir (r.anh),Hz. Muhammed Aleyhî salatu vesselam şöyle buyururken işittim diye rivayet etti: - Hiçbir hâkim, öfkeli olduğu durumda, iki kişi arasında hüküm vermesin. Öfke, intikâm almak talebiyle kanın galeyan etmesdir. Bir çok duygunun aşırısı olduğu gibi öfkenin de ifrat ve tefridi vardır. Her ikisi de mesela öfkede ifrat ve tefrid zulümdür. Öfkenin tefrîti korkaklıktır. Bu hâl dini meselelerde, iffet ve namus konularında hamîyetsizlik ayrıca gayretsizlik doğurur. Öfkenin İfratı ise tehevvür dür. Hayatı tehlikeye atacak derecede lüzumsuz ve yersiz hareketlerdır. Bu da sonu düşünülmeden yapılan yersiz atılganlıklar, bir müslümana katiyen yakışmayan küçültücü, mehabet ve vakarı giderici haddi aşan davranışlarda bulunmaktır. Bu da kötü bir huy ve manevi bir hastalıktır. Öfkenin itîdaliyse cesarettir. Bu güzel huysa hem akıl hem de şeriat nazarında övülen ve her müslümanda bulunması gereken bir vasıftır. “İşlerin en hayırlısı vasat, itidal üzere olanıdır.”(Beyhaki) İnsanlar yaratılışları icabı zaman zaman öfkeye kalabilirler.Ancak bu öfke dini bir gayretten ve Allah için değil de, nefisten, şeytandan, kin ve hasetten kaynaklanıyorsa kişiye düşen, nefis ve şeytanı, kin ve hasedini aşarak, onlara mağlup olmayarak öfkesini yutmak, Allah'tan af ve mağfiret dilemektir. "Rabbiniz tarafından bir mağfirete, genişliği semavat ve arz kadar olan cennete koşunuz. O cennet ki darlıkta ve bollukta infak eden, kin ve öfkesini yutan, insanları affeden muttakîler için hazırlanmıştır. Allah ihsan ve iyilik yapanları sever." (Al-i İmrân: 133) Görülüyorki öfkesini yutan, gadabına mağlup olmayan müslümanlar, muttakilerdir ve cennet onlar için hazırlanmıştır.