Nebe Suresi Hakkında Bilgi

Konusu 'Kuran-ı Kerim ayetleri' forumundadır ve Lasey tarafından 1 Ocak 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Amme Suresi Hakkında Bilgi

    (سورة النبأ)
    Kur’an-ı Kerim’in yetmiş sekizinci suresi.


    Mekke döneminin sonlarında nazil olmuştur. Adını 2. ayette geçen nebe’ ([büyük] haber) kelimesinden alır. Birinci ayetteki Amme, Amme yetesaelun ibareleri, ayrıca Tesaül ve 14. ayetteki Mu‘sırat (yoğunlaşan bulutlar) isimleriyle de anılmıştır (alusi, XXX, 281). Kırk ayet olup fasılası “ا، م، ن” harfleridir.

    Nebe’ suresinin konusu öldükten sonra dirilmenin vukuu ve ahiretteki hayatın kısa tasvirinden ibarettir. Sure, “İnkar yoluna saplananlar kendi aralarında neyi tartışıp duruyorlar, üzerinde bir türlü anlaşamadıkları o büyük haberi mi?” ifadesiyle başlar ve ardından onun tartışma kabul etmeyen bir gerçek olduğunu yakında anlayacakları ifade edilir (ayet: 1-5). Burada söz konusu edilen “büyük haber”in bazı müfessirlerce Kur’an olduğu söylenmişse de surenin devamından anlaşılacağı üzere kişiye sorumluluk duygusu kazandıran ve davranışlarını kontrol etme bilinci aşılayan kıyamet günüdür (İbn Kesir, VII, 195). Ardından yer küresinde görülen kozmolojik düzene ve buranın insan hayatına elverişli oluşuna temas edildikten sonra (ayet: 6-16), ahiretin isimlerinden biri olan “yevmü’l-fasl” (doğru ile yanlışın kesin çizgilerle ayrılacağı gün) terkibiyle kıyametin kopmasına geçilir ve “azgınların varacağı yer” olarak nitelendirilen cehennemin kısa tasviri yapılır, arkasından gelen altı ayette de müttakilere ait olduğu belirtilen cennetten söz edilir (ayet: 17-36). Surenin dört ayetten oluşan son kısmında rahman olan Allah’tan izin almadan kıyamet gününde Cebrail ve diğer melekler dahil olmak üzere hiç kimsenin konuşamayacağı ve konuşanların da sadece gerçekleri dile getirebileceği ifade edilir. Surenin sonunda, kıyametin mutlaka vuku bulacağı hatırlatılıp herkesin önceden yaptığının karşılığını bulacağı o günde inkar yoluna saplananların toprak olmayı temenni edeceği bildirilir.

    Nebe’ suresi, Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde vurgulanan Allah’a ve ahiret gününe iman ilkelerini pekiştirmektedir. Bunlardan birincisine dolaylı şekilde temas edilirken ikincisi etkileyici bir üslupla zihni ve gönlü gerçeklere açık olanlara anlatılmaktadır. Surenin ilk muhatabı olan Mekke halkı ile diğer insanların çoğu kainatı yaratan ve yöneten yüce bir varlığın mevcudiyetini inkar etmiyor, ancak O’na karşı sorumluluklarını vurgulayan ikinci ve ebedi hayatı benimsemeye nefsani arzuları engel oluyordu. Sure özellikle bu konuyu vurgulamaktadır.

    Hz. Peygamber’in Nebe’ suresini Mürselat suresiyle birlikte namazın bir rek‘atında okuduğu bilinmektedir (Buhari, “Feżaǿilü’l-Ķurǿan”, 6, 28; Müslim, “Śalatü’l-müsafirin”, 275-279; krş. İbrahim Ali, s. 306-307, 342-343). “Amme yetesaelun suresini okuyan kimseye Cenab-ı Hak kıyamet gününde soğuk içecekler lutfedecektir” mealindeki rivayetin (Zemahşeri, VI, 303; Beyzavi, IV, 374) mevzu olduğu belirtilmiştir (Zemahşeri, I, 684-685 [neşredenlerin notu]; Muhammed et-Trablusi, II, 725).