KIRAATTE GENELDE YAPILAN HATALAR Namazı bozan kıraat Hataları Namazdaki hatalar Kur'an-ı Kerim'in bir kelimesi kasten değiştirilir de, bununla mana değişmiş olursa, namaz ittifakla bozulur. Kur'an okunurken durulmayacak yerde durulsa alimlerin görüşüne göre namaz bozulmaz. Çünkü bunda da çoğunluk için bir güçlük vardır, herkes manayı bilip ona göre Kur'an okuyamaz. Ayrıca unutmak ve nefes kesilmek gibi hallerden de kurtulamaz. Bunun için "Lâ ilâhe" diyerek durduktan sonra "illallah" denilse veya "Kâleti'l-Yehudu=Yahudiler dedi" deyip durulduktan sonra "Uzeyrün ibnullahi=Üzeyr Allah'ın oğludur" diye başlanılsa, tercih edilen görüşe göre, namaz bozulmaz. Ancak ayetin manalarını bilen kimsenin böyle yapmaması gerekir. Bir harfi başka bir harf yerine okumak manayı değiştiriyorsa ve iki harf arasında mahreç yönünden bir yakınlık da mevcut değilse, namazı bozar. Ama iki harf arasında mahreç yakınlığı bulunduğundan onları birbirinden ayırt etmek ve telaffuzda bu yüzden sıkıntısız okumakta meşakkat varsa, namazı bozmaz. Mesela (za) ile (dad), (sad) ile (sin), (ta) ile (te) gibi harflerin mahreçleri birbirine yakındır ve bu şekilde birbirine benzeyen harflerin bir diğerinin yerine okunması durumunda namaz bozulmaz. Fakat bazı alimlere göre bu iş kasten yapılırsa namazı bozar. Ama dil kayması sonucu olursa, namazı bozmaz. Bir harfi olduğu gibi okumayıp kaldırmaya <<hazf-i harf>> denir. Hazfedilen harf manayı bozarsa, namaz bozulur. "câethüm" yerine "câehüm" okunur da "caet" fiilinin sonundaki (te) harfi hazfedilirse, mana bozulmayacağından namaz sahihtir. "lâ yüminûne" yerine "yüminûne" okunur da fiili olumsuz yapan (lâ) edatı hazfedilirse, mana bozulacağı için namaz sahih olmaz. Eğer ayete bir harf ilave edilse, mana değişmiyorsa namaz bozulmaz. Buna mukabil, "Allahüekber" ifadesinin başına bir "e" harfi eklenecek olsa, anlam bütünüyle değişeceği ve inanç noktasından riskli bir anlam çıkacağı için namaz bozulur. Çünkü "Allahüekber" sözünün anlamı, "Allah en büyüktür" şeklinde olup başına "e" harfi eklendiği zaman "Allah en büyük müdür?" şekline dönüşmektedir. Bir kelimeyi başka bir kelime yerine kullanmak: Değiştirilen kelime ile diğer kelime arasında mana yakınlığı ve Kur'an'da da yeri varsa namaz bozulmaz. Buna bir örnek verelim: "alîm" yerine "hakîm" ya da "gafur" yerine "rahîm" kelimesini koymak gibi. Bunların hem manaları birbirine yakın, hem de Kur'an'da yerleri vardır. İki kelime arasında mana yakınlığı var, ama Kur'an'da o tür bir kelime yoksa, İmam Ebu Yusuf'a göre namazı bozulur. Buna bir örnek verelim: "tevvabîn" yerine "teyyabîn" okumak. Kur'an'da "teyyabîn" diye bir kelime yoktur. İki kelime arasında mana yönünden bir yakınlık olmamakla beraber, küfrü gerektiren bir anlam taşıyorsa, namazı bozar. "Mümin" yerine "kafir" kelimesini koymak gibi. Çünkü "mümin" ile "kafir" arasında mana yönünden hiç bir yakınlık olmamakla beraber tamamen ters bir manaya yol açmaktadır. Bir kimse namazda fahiş hata ile okuduktan sonra, dönüp yeniden düzgün şekilde okursa namazı caiz olur. Kıraat esnasında az veya çok miktarda ayet atlamakla namaz bozulmaz. Zammı süreyi okurken hata edilse ve o hatayı düzeltmek için baştan alınırsa sehiv secdesi gerektirmez. Ancak sure okunmasa veya yanlış baştan alınmazsa sehiv secdesi gerekir. Şeddeyi ya da meddi terk etmek: Bilindiği gibi şeddeli bir kelimenin delalet ettiği mana ile aynı kelimenin şeddesizinin delalet ettiği mana arasında büyük fark vardır. Gerek iraba (hareke), gerekse şedde ve medde'ye çok dikkat etmek gerekir. Gerçi bununla namazın bozulamayacağı görüşünde olanlar vardır, ama aksini iddia edenler de az değildir. Yapılan yanlışlığın namazı bozup bozmaması konusunda yukarıdaki yazılanlar esas olmakla beraber, her namaz kılanın bunları ayırt etmesi mümkün değildir. Yanlış okunan kelimenin benzeri Kur'an'da var mıdır veya mana bozulmuş mudur? Bunu herkes bilemez. Bu sebeple herkes, bilen bir hocanın dizinde en azından Fatiha'yı ve namaz kılacak kadar da zammı sureleri doğru bir şekilde öğrenmeli ve Kur'an talimine devam etmelidir.