Kıyam, farz ve vacip namazlarda farz olan bir rükündür, bir esastır. Kıyama (ayakta durmağa) gücü yeten kimsenin bir farz veya vacip namazı oturarak kılması caiz olmaz. Bir hasta, bir yere dayanarak ayakta namaz kılabiliyorsa farz namazları oturduğu halde kılamaz. Bir müddet ayakta kılmaya gücü yeterse o kadar ayakta durur, sonra oturarak namazını bitirir. Dahası yalnız iftitah tekbirini ayakta almaya gücü yeten kişi, bu tekbiri ayakta alır, sonra oturup namazını kılar, başka türlü yapamaz. Bir hasta ayakta namaz kılmaktan hakikaten ya da hükmen aciz bulunsa, yani ya ayakta durmaya hiç gücü yetmezse veya ayakta durmaktan dolayı hastalığının artmasından ya da uzamasından veya şiddetli ağrılardan korkarsa namazını -rüku‘ ve secde ederek- oturduğu halde kılar. Oturduğu halde namaz kılan hasta, gücü yeterse teşehhütte oturduğu gibi oturarak namazı kılar. Böyle dizleri üzerinde de oturamayan yere oturup ayaklarını uzatır, ima ile kılar.