Münafıkın Gözü Olmasaydı Hikayesi

Konusu 'Kıssadan Hisse' forumundadır ve Eylül tarafından 4 Mayıs 2013 başlatılmıştır.

  1. Eylül

    Eylül Moderatör

    Münafıkın Gözü Olmasaydı

    Bir gün öğle nemâzından sonra, Cebrâîl aleyhisselâm yetmişbin melek ile gelerek, En'âm sûresini getirdi. Resûlullah hazretleri o gece bütün Eshâb-ı kirâmı Âişe r.a hazretlerinin evinde topladı. Kandil yakıp, Sûre-i En'âmı okudular. Kandil ışıksız oldu.

    Resûlullah hazretleri Ebû Bekr hazretlerine buyurdular ki,

    - Yâ Ebâ Bekr, kandili ışıklandır.

    Bir sâat sonra yine karardı.

    Hazret-i Resûl-i ekrem yine buyurdu.

    - Yâ Ebâ Bekr, kandilin ışığını çoğalt.

    Hazret-i Ebû Bekr, kandili ışığını çoğaltmak için kalkdı. Bakdı ki kandilin yağı tükenmiş.

    Dedi ki,

    - Yâ Resûlallah! Kandilde yağ kalmamış. Bu gece yağ almak imkânımız da yokdur. Kandil bize lâzımdır, kelâm-ı Rabbilâlemîni okuyalım.

    Hazret-i Resûlullah buyurdular ki,

    - Bir mikdâr kendi ağzının tükrüğünden kandile damlat.

    Âişe-i Sıddika hazretleri buyurur ki,

    - Babam bir mikdâr ağzının suyunu, Resûlullah hazretlerinin emr-i şerîfi ile kandile damlatdı. Kandilin ışığı çoğaldı. Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin emr ve fermânı ile şiddetli bir ışık oldu ki, Eshâb-ı kirâmın gözlerini kamaşdırdı.

    Server-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' hazretleri buyurdu ki:

    - Bu kandili söndürmeyiniz!

    Kırk gün kırk gece o kandil, Âişe-i Sıddîka hazretlerinin evinde yandı.

    Bir münâfık hazret-i Âişenin evine geldi. O kandili gördü.

    - Ne acâib kandil, kırkgün kırk gecedir sönmez, dedi.

    O sâatde o kandil söndü. Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve dedi:

    - Yâ Muhammed! Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri buyurur:

    "Ben çeşm-i bed [fenâ bakışlı] kullar da yaratdım. Eğer o münâfıkın gözü olmasaydı, kıyâmete kadar o kandil; Ebû Bekrin 'radıyallahü teâlâ anh' ağzının suyunun bereketi ile sönmez idi."