Mülk Suresi Hakkında Bilgi

Konusu 'Kuran-ı Kerim ayetleri' forumundadır ve Lasey tarafından 12 Ocak 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Mülk Suresi Hakkında Bilgi

    (سورة الملك)
    Kur’an-ı Kerim’in altmış yedinci suresi.


    Mekke döneminde nazil olmuştur. Otuz ayettir. Adını ilk ayette geçen “mülk” (hükümranlık) kelimesinden alır. Tebareke, Mücadele, Mania, Münciye, Vakıye ve Mennaa olarak da adlandırılır. Fasılası ر، م، ن harfleridir. “Sözünüzü ister gizli ister aşikare söyleyin, O kalplerdeki duygu ve düşünceleri hakkıyla bilendir” mealindeki 13. ayetinin, müşriklerin Hz. Peygamber’in aleyhinde konuşmaları ve birbirlerine, “Muhammed’in tanrısının duymaması için gizli konuşun” demeleri üzerine nazil olduğu bildirilir (Vahidi, s. 370).

    Mülk suresinin temel konusunun Allah’ın varlığını, birliğini, kainatı yaratıp yönettiğini ve ahiretin mevcudiyetini kanıtlamak olduğunu söylemek mümkündür. Surenin muhtevası iki bölüm halinde açıklanabilir. Kainatın yaratılış ve yönetiliş iktidarının Allah’ın elinde bulunduğunun ifadesiyle başlayan birinci bölümün ilk ayetlerinde içinde yaşanılan alemin bir imtihan dünyası olduğu belirtilir, ardından ilahi kudretin tabiata verdiği mükemmeliyetten bazı örnekler zikredilir (ayet 1-5). Daha sonra tabiatın mükemmel yapısı ve işleyişini gözlemek için duyulara, duyuların algısını değerlendirip yüce yaratıcıya ulaşmak için akla sahip kılınan insanlardan gerçeğe karşı direnenlerin durumlarına temas edilir ve uhrevi akıbetlerinin acıklı tasvirleri yapılır. Cehennem ehlinin, dünyada iken ilahi tebliğe kulak verip akıllarını kullanmış olsalardı alevli ateşe maruz kalmayacakları yolunda itirafta bulunacakları haber verilir. Nihai akıbeti henüz görmeden rablerine haşyet derecesinde saygı gösterenlerin fevkalade güzel bir muamele ile karşılaşacakları ifade edildikten sonra yüce yaratıcının her türlü hareket, davranış, düşünce ve duyguya vakıf olduğu bildirilir (ayet 6-14).

    İkinci bölümde, sema örneğiyle evrenin mükemmelliğine işaret edilen birinci bölüme karşılık arzın, insan türünün yaşamasına uygun hale getirilişiyle ilahi lutuf ve kudrete temas edilmiş, kuş türünün tabiattaki mükemmel konumuna değinilmiş, insana verilen zahiri ve batıni yetenekler hatırlatılmış, tabiatta hakim olan ilahi-tabii kanunların aksaması durumunda insanın elinden hiçbir şey gelmeyeceği belirtilmiştir. Bütün bunlara rağmen geçmiş peygamberler döneminde olduğu gibi (ayet 18) dini gerçekleri yalanlamaya devam edenlerin akıbetlerinin elem verici bir hayat olacağı ifade edilmiştir. ayetlerden, muhatapların Allah’ın varlığından ziyade ahiret hayatının mevcudiyetini inkar ettikleri anlaşılmaktadır. Çünkü ahiret hayatı insana sorumluluğunu hatırlatmakta ve gaflet içinde geçirdiği hayatın tadını kaçırmaktadır (ayet 15-30). Mülk suresi gafletin bürüdüğü kalplere tutulan bir güneş gibidir. İlahi güneş bu yüreklere nüfuz edebilmek için çeşitli yönlerden ışınlarını salmakta, ancak insanlar bu ışınların ziyasından uzak kalmaktadır. Yusuf suresindeki bir ayet de (12/105) aynı hususa temas etmektedir: “Göklerde ve yerde nice işaretler vardır ki inkarcılar hiç ilgi göstermeden yanlarından geçip giderler.”

    Hz. aişe’den rivayet edilen bir hadiste Resulullah’ın Secde ve Mülk surelerini her gece yatmadan önce okuduğu, yolculuk sırasında da bunu ihmal etmediği belirtilmektedir (Tirmizi, “Feżaǿilü’l-Ķurǿan”, 9). alusi, surenin faziletine dair bu tür haberlere dayanarak Mülk suresini her gece okumanın mendup olduğu şeklindeki bir görüşü nakleder (Ruĥu’l-meǾani, XXIX, 3; surenin faziletiyle ilgili diğer rivayetler için bk. Şevkani, V, 257). Übey b. Ka‘b’dan rivayet edilen ve bazı tefsir kaynaklarında yer alan, “Mülk suresini okuyan kimse Kadir gecesini ihya etmiş gibi olur” mealindeki hadisin (mesela bk. Zemahşeri, IV, 140) mevzu olduğu belirtilmiştir (Zerkeşi, I, 432).