Mükellefin Davranışları İle İlgili Kavramlar Yüce dinimiz İslâma göre, bir Müslümanın ibadetlerden sorumlu sayılması için mükellef olması gereklidir. Mükellef, ergenlik çağına gelen ve akıl sağlığı yerinde olan; dinin belirlediği hükümlerle yükümlü ve sorumlu tutulan kişi demektir. Dinimizce mükellef (yükümlü) olan kişinin, yapmak ve yapmamakla sorumlu tutulduğu işlere “ef’al-i mükellefin (yükümlülerin iş ve davranışları)” denir. İslâm’a göre mükellefin iş ve davranışları aşağıdaki 8 sınıftan birine girer: Farz: Yapılması dinimiz tarafından kesin bir şekilde emredilen davranıştır. Farzı yerine getiren kişi sevap kazanır, yerine getirmediğinde günah işlemiş olur. Vacip: Farz kadar açık ve kesin bir delile dayanmamakla beraber dinimiz tarafından bağlayıcı bir şekilde emredilen davranıştır. Kurban, fıtır sadakası, vitir ve bayram namazları gibi. Bazı İslâm âlimleri tarafından “vacip” başlığı altında sayılan ibadetler, diğer bazı âlimler tarafından “sünnet” olarak sınıflandırılmıştır. Sünnet: Hz. Peygamber’in (as) farz ve vacip dışında yaptığı veya söz, davranış ya da onayıyla yapılmasını tavsiye ettiği, örnek alınma özelliği taşıyan davranıştır. Müstehap: Peygamberimizin (as) ara sıra yaptığı ve yapılması dinimiz tarafından hoş ve güzel karşılanan davranıştır. Nafile namaz kılmak, akşam namazını vakti girer girmez kılmak, nafile oruç tutmak gibi. Mübah: Mükellefin dinimiz tarafından yapıp yapmamakta serbest bırakıldığı davranıştır. Caiz kelimesi de mübahın eş anlamlısıdır. Hakkında dinî bir yasak bulunmayan bütün dünya nimetleri genel olarak mübahtır. Yemek, içmek, gezmek gibi. Haram: Yapılması dinimiz tarafından kesin bir şekilde yasaklanan davranıştır. Haramı işleyen kişi günahkâr olur. Mekruh: Haram olmamakla beraber yapılması dinimiz tarafından hoş karşılanmayan davranıştır. Müfsit: Yapılmakta olan bir ibadeti bozup onu geçerli (sahih) olmaktan çıkaran eksiklik Ya da yanlış davranıştır. Oruçlu iken yemek içmek, namazda konuşmak gibi. Geçersiz olan ibadete ise “fasit” veya “batıl” denir.