"Her kim aşura gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa Allah Azze ve celle da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(et-Tergîb ve'l-Terhİb 2/116) Hz. Aişe`den nakledilen şu hadiste, Hz. Muhammed (s.a.v)`ın Mekke döneminde de aşûre orucu tuttuğu anlaşılır. "Cahiliye devrinde Kureyş, aşûre gününde oruç tutardı. Hicretten önce Hz. Muhammed (s.a.v) de aşure orucu tutardı. Medine`ye hicret ettikten sonra bu oruca devam etti; ashabına da tutmalarını emretti. Ertesi yıl, Ramazan orucu farz kılınınca, aşûre günü orucunu bıraktı, isteyen bu orucu tuttu, dileyen de bıraktı." (Buhârî, Savm, 69; Tecrîd-i Sarîh, VI, 307, 308). Hz. Muhammed (s.a.v) Medine`ye geldiği zaman Yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını gördü ve bunun ne orucu olduğunu sordu; cevap olarak şöyle dediler: "Bugün, iyi bir gündür. Allah, İsrailoğulları`nı Firavun`un zulmünden bugün kurtarmıştır. Musa (a.s.) Allah`a şükür için bugünde oruç tutmuştur. Biz de tutarız dediler. Hz. Muhammed (s.a.v); "Biz Musa`nın sünnetine sizden daha yakınız." dedi ve o gün oruç tuttu ve ashabına da tutmalarını emir buyurdu. (Buhârî, Savm, 69; Tecrîd-i Sarih, VI, 308, 309) Müslim’in rivayetine göre Hz. Muhammed (s.a.v) “Ramazan ayından sonra oruç için en faziletli ay Muharrem ayıdır.” (Müslim, Sıyam, 202-203) Nafile oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut! Çünkü o, AllahAze ve celle'nin ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, O günde Allahü teâlâ geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün, tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi]