MUBAREK GÜNLER VE GECELER Allahü teala, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, dua ve tevbeleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapması, dua ve tevbe etmeleri için bu geceleri sebep kılmıştır. Kıymetli geceye, kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Önceki günü öğle namazı vaktinden, o gecenin fecrine kadar olan zamandır. Yalnız, Arefe ve üç kurban günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri takip eden gecelerdir. Bu geceleri ihya etmeli, yani kaza namazları kılmalı, Kur'an-ı kerîm okumalı, dua, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölülere de göndermelidir. Bu gecelere saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günah işlememek ve ibadet etmekle olur. Mübarek günler ve geceler, Cenab-ı Hakkın bu ümmete ihsanıdır. Geçmiş ümmetlerin ömürleri uzundu. Beşyüz, binyıl yaşayan ümmetler vardı. Ömürleri uzun olduğu için elde ettikleri sevaplar da o oranda fazlaydı. Peygamber Efendimiz, ümmetinin ömrü kısa olduğu için sevapları da az olacak diye üzülüyordu. Allahü teala, mübarek gün ve geceleri ihsan buyurarak, bu gecelerde verdiği kat kat fazla sevaplarla diğer ümmetlerden daha çok sevap kazanmalarına imkan verdi. Nitekim, Peygamberimiz geçmiş ümmetlerin işledikleri amelleri, aldıkları sevapları anlatırken, Eshab-ı kiram hayret edip, “Biz bu kısa ömrümüzle bu sevaplara nasıl kavuşubiliriz?” diye üzüldüler. Bu anda, Cebrail aleyhisselam geylerek: “Ya Resullallah! Sen ve Eshabın geçmiş ümmetlerin bin ay ibadet edip, bu müddet içinde göz açıp kapayacak kadar Allahü tealaya isyanda bulunmadıklarına hayret ettiniz. Allahü teala sana bundan hayırlısını indirdi. Kadir suresinde beyan olunun faziletler, sen ve Eshabının hayret ettiğiniz şeylerden üstündür.” Ayet-i kerimede bildirilen “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır” müjdesine Resulullah ve Eshabı çok sevindiler.