Mısır Ve Suriye Gibi Ülkeler Deki Olaylarda Ne Yapmamız Gerekiyor?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Beyza tarafından 14 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Zulmün arşa dâyandığı ve gözyaşlrının sel olduğu ve müminlerin kederle dolup taştığı bu günlerde her himaye sahîbi aynı soruyu soruyor: Nasıl davranmamız gerekiyor? Böyle sessiz mi kalacağız? Bize bir görev düşmüyor mu?

    Öncelikle şunu belirtmek isteriz: Bu lütufkâr gönüller ilk görevlerini büyük bir başarıyla yapmış bulunuyorlar ve bu görev, aynı vakitte çok önemli bir sünnettir; Müslümanların dertleriyle dertlenmek.

    Bu kederler, bu üzüntüler büyük bir manevi duadır ve Bu dua artık ıstırar noktasına vardığından İnşallah rahmet-i İlahiyi celbede cek ve de kazancımız kayıplarımızdan çok fazla olacaktır.

    Ey îmân edenler! Sabır ve namazla istiane [özel yardım] isteyin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir.[Bakara 153]

    Yapmamız gereken görevlerden biri ise kendi imkanlarımızın bir değerlendirmesini yapmak ve İslam aleminin bu kanayan yarasının tedavisine nasıl yardım edeceğimizi belirlemeliyiz. Mevcut imkanlarımızla yapabileceğimiz bir şey var ise onu en iyi şekilde yerine getirmek tüm müslümanların üzerine bir vecibedîr. Yalnızca mesele bizim irademizi çok aşıyorsa, konu ancak devletimizin sorumluluğuna düşen bir sorumluluksa bize düşen görev onların muvaffakiyetlerine dua etmek ve de bizim için de devletçe bir hedef gösterildiğinde o göreve süratle koşmaktır.

    Örneğin, Surîye’deki zulme karşı bizlerin bireysel olarak sınırları aşıp savaşma gibi bir gücümüz de yoktur, sorumluluğumuz da ve bu mevzu da devletîmiz milletiyle birlikte tek yürek olmuştur ve aynı endişeleri de taşımaktadır bir şeyler yapmayı o da bütün ruhuyla istemektedîr.

    Tüm müminlerin bu hususta tam bir gönül birliği içerisinde bulunması şayân-ı şükran ve medâr-ı hâmddîr. Fakat Suriye’den ülkemize iltica etmiş müslüman kardeşlerimize her türlü yardımda bulunmak için seferber olmak bizim elimizdedîr. Bu vazife milletimizin büyük bir şevkle yerine getirdiklerini görüyor ve hem o muhtaç kardeşlerimize yardım edilmesi ve de İslam kardeşliğinin teessüsü noktasında çok seviniyor ve Allah’u Teala’ya ediyoruz. Mısır’da işlenen cinâyetlere ve de yapılan zulümlere karşı yardım elimizi uzatmaktan mâalesef mahrumuz ve bu mahrumiyetten duyduğumuz üzüntüler de İnşÂLLAH ibadet hükmüne geçer ve bu zulüm ateşinin sönmesi için de bir dua olur.

    "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." [İbrâhim Sûresi 42. ayet]



    Tüm Müslüman âleminin çektiği sıkıntıların, uğradığı zulümlerîn, maruz kaldığı ecnebi oyunlarının son bulacağna gönülden inanıyor ve bütün bunların İslam kardeşliği için bir doğum sancısı olmasını ve de Müslümanların mânen olduğu gibi mâddeten de düşmanlarına galip gelmelerini rahmetdenizi ailesi olarak Yüce ALLAH’tan niyaz ediyoruz.