Mirac mucisesi Yıllar boyu Mekkelilerin İslam'a karşı gösterdiği kin; düşmanlık, üç yıl devam eden insafsızca uygulanan toplumdan dışlanma ve kuşatma olayı, ardından Ebu Talib'in ve Hz. Hatice'nin vefatları dolayısıyla Hz. Muhammedin korumasız kalması ve Mekkelilerin sataşmalarına maruz kalması, bunun ardından da Taif halkının horlayıcı tavrı, her ne kadar Allah Rasülünun ümit ve azmini kırmamış, davet şevk ve azmini azaltamamış ise de, şüphesiz bir insan olarak O'nu üzmüş ve rencide etmişti. İşte böyle bir durumda Hz. Muhammedi sevindirecek ve Kur'an'dan sonra en büyük mücizelerden biri olan bir mücize meydana geldi. Cenab-ı Hak, Rasülünü teselli etmek, bunca gördüğü düşmanlıklara rağmen gösterdiği sabır ve sebat dolayısıyla O'nun lütuf ve ikramında bulunmak üzere huzuruna çağırdı. ve Hz. Muhammedin İsra ve Mirac mücizesi gerçekleşti. Bir gece vakti Hz. Muhammet, bir an ifade edilemiyecek çok kısa bir zaman dilimi içinde önce Mekke'den Kudüs'e gitti. Oradan da göklere yükselerek Rabbinin huzuruna çıktı; dünya ötesi alemi, Cennet ve Cehennem'i gözleriyle gördü. Böylece ruhen destek görmüş, Rabbi tarafından mükafaatlandırılmış olarak tekrar aynı anda Mekke'ye döndü.
