miraç kandilinin anlamı ve fazileti

Konusu 'Mübarek Günler ve Geceler' forumundadır ve Affan tarafından 29 Nisan 2015 başlatılmıştır.

  1. Affan

    Affan Kayıtlı Üye

    Miraç Kandili

    Miraç Gecesi Allah'ında Bilgi : Bu gece, peygamberimizin bütün insanlığı temsilen
    Cenab-ı Allah'ın yüksek huzuruna kabulü anlamına gelen Miraç Gecesidir.
    Hicri Recep Ayının 27 gecesinin tanık olduğu bu 'Büyük Buluşma' bizlere
    insanın ilahi rızaya ve desteğe ulaştığı akıl ve idraki zorlayan nice üst derecelere ulaşılabileceğini gösterdiği gibi, mana aleminde yükselip ilahi rahmet ve huzura erişmenin öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki
    erdemlere yükselişten her şeyin sahibi olan Cenab-ı Allah'a bağlılık ve boyun eğmeden geçtiğini
    hatırlatmaktadır. Bu gecede farz kılınan ve bizzat Peygamberimizin tarafından mü'minlerin miracı olarak nitelendiren namaz da, iç dünyamızdaki yükselişi ve arınmayı ifade eder.

    Miraç Kandili Nedir : Arapça'da merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek anlamlarını dile getirir. İslam'da Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)' in göğe yükselerek Allah'ın huzuruna kabul edilmesi olayı. Miraç olayı hicretten bir yıl ya da on yedi ay önce Recep ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır. İkinci aşamayı ise Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur. Miraç olarak anılan bu yükselme olayı Kur'an'da anılmaz, ama çok sayıdaki hadis ayrıntılı biçimde anlatılır.

    Miraç Kandili , Hadislerde verilen bilgiye göre Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), Kâbe'de Hatim'de ya da amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken Cebrail gelip göğsünü yardı, kalbini Zemzem ile yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adlı bineğe bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. Burada Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) imam olarak diğer peygamberlere namaz kıldırdı.

    Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselmeye başladı. Göğün birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa ve yedinci katında Hz. İbrahim ile görüştü. Cebrail ile birlikte yükseliş Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldı. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) buradan itibaren Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürdü. Bu yükseliş sırasında Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabını müşahede etti. Sonunda Allah'ın huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah'a şirk koşmayanların Cennet'e gireceği müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve beş vakit namaz farı kılındı. Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü.

    Mirac Gecesinin ertesi günü , Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) ertesi günü Mirac olayını anlattı. Olayı duyan müşrikler yoğun bir kampanya başlatarak Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)'i suçlamaya, alaya almaya başladılar. Bu kampanya bazı müslümanları da etkileyerek şüpheye düşürdü. Olayın gerçek olup olmadığını araştırmak isteyenler Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana ilişkin sorular sorarak Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)'i sınadılar. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)'in verdiği bilgilerin doğruluğu müslümanları şüpheden kurtardıysa da müşriklerin inatlarını kırmaya yetmedi. Mirac olayı inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekr, Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)'ce "Sıddîk" lakabıyla onurlandırıldı. Hz. Ebu Bekir olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere "O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vermişti.

    Ahad hadislere dayansa da Miraç olayının gerçekliğinde tüm Müslümanlar birleşmişlerdir. Ancak olayın gerçekleşme biçimi İslam bilginleri arasında görüş ayrılıklarına neden olmuştur. Buna göre İbn Abbas'ın da içinde bulunduğu bazı bilginlere göre Miraç olayı uykuda gerçekleşmiştir. Bilginlerin büyük çoğunluğuna göre ise uyku durumunda ve rüyada değil, uyanık iken gerçekleşmiştir. Fakat bu görüşü savunanlar da Miraç'ın yalnız ruhla mı, yoksa hem ruh, hem de bedenle mi olduğu konusunda ikiye ayrılmışlardır. Sonraki Kelamcıların büyük çoğunluğuna göre miraç olayı uyanıkken hem ruh, hem de bedenle gerçekleşmiştir.

    Miraç olayının gerçekleştiği gece Müslümanlarca kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenekleşmiştir. Osmanlılar döneminde, camiler kandillerle donatıldığı için Miraç kandili olarak anılan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Miraç olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti.

    İsra suresi 1.ayet mealiyle bitirmek istiyorum. “Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.”(3)İsra 17/1