Kıymetli Müslümanlar, Önümüzdeki Çarşamba gününü Perşembe gününe bağlayan gece, Sevgili Peygemberimiz Hz. Muhammed Mustafa [aleyhissalâtu vesselâm] Efendimizin doğum günü olan "Mevlid Kandili Gecesi"'dir. Bütün İslam ve insanlık alemine mübarek olsun. Sevgili Peygamberimiz [aleyhissalâtu vesselâm], [571] tarihinde Rebîülevvel ayının 12’nci gecesi olan Pazartesi gecesinde dünyaya gelmiş ve alemlere şeref vermişlerdir. Onun kutlu doğumu alemlere rahmet, tüm insanlığa huzur ve saadet getirmiştir. Ancak O, dünyayı şereflendirmeden evvel insanlık en karanlık dönemini yaşıyordu. Sevgi, merhamet, hak, adalet ve şefkat duyguları yok olmuş, insanlar adeta bütün insani değerlerini kaybetmişlerdi. Zulme uğrayanların, diri diri toprağa gömülen kız çocuklarının feryadı, Allah’tan başka kimseye ulaşmıyordu. İnsanlık, kara cehaletin kuşatması altında; akılları durduran, insanın kanını donduran günahların her çeşidi aşikâre ve alçakça işleniyordu. “Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi.” diyen Merhum Akif, bu karanlık dönemi ne kadar da güzel tarif etmişti. Muhterem Mümin kardeşlerim, İşte böyle bir vakitte alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz [s.a.v], insanlığın kara talihini ve tersyüz olmuş tarihini değiştirecekti. Süleyman Çelebi Hazretlerinin "Hem Muhammed gelmesi oldu yakın; Çok alâmetler belürdi gelmedin" mısralarında belirttiği gibi, daha dünyaya geldiği ilk gece olağanüstü bir çok olay meydana gelecekti. Ka’be'de ki putlar, kisraların sarayları, ateşgedede yanan ateşler O’nun gelişini hissedecekti. Mekke ufku O’nun nuru ile parlamaya başlayacaktı. Çünkü ruhlar, bir nurun karanlıkların perdesini yırtacağını hissediyordu. Gelecek bu nurun, tarihin seyrini, hayatın akışını değiştirecek eşsiz bir olay olacağının farkında idi. Değerli kardeşlerim, Efendimiz [aleyhissalâtu vesselâm]’in dünyaya teşrifi ile, kalpler aydınlandı; O’nun sayesinde insanlık, yeniden insan olduğunun farkına vardı ve yitirilen insani değer ve duygular yeniden kazanıldı. Zira O, sulhün ve barışın elçisi, tüm mahlukata rahmet ve şefkatin merkezi idi. İnsanlık aleminde yaratılan en müstesna şahsiyetti. Allah [c.c], O’nu tabiri caizse özel yaratmış ve bütün insanlığa model insan olarak takdim etmişti. "Andolsun, Allah’ın Resulü’nde; sizin için, Allah’a ve Resulü’ne kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır" [Ahzab Suresi, 33:21] ayeti bunu bütün insanlığa ilan edecekti. Bundan dolayıdır ki, bugün bizler Müslümanlar olarak, Peygamber Efendimiz [aleyhissalâtu vesselâm]’ın bütün zamanlara hitap eden ve tüm insanlığa hayat iksiri sunan, evrensel mesajlarını değerlendirmemiz bakımından, Mevlid Kandillerini çok iyi değerlendirmeliyiz. O’nu sevme, O’nu gereği gibi anlama, onun manevi mirasına sahip çıkma; konularında bu mübarek geceler, bizi uyanışa sevketmelidir. Kandilinizi tebrik ederken, hutbemizi bir ayet-i kerime ile bitiriyoruz: "Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir." [Tövbe Suresi, 9:128]