Mest nedir? Mesh nelere nasıl yapılır? Mest üzerine mesh etmenin şartlarını nelerdir?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 2 Ocak 2018 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Mest nedir? Mesh nelere nasıl yapılır? Mest üzerine mesh etmenin şartlarını nelerdir? (Halk)


    Mest, ayakları topuklarıyla yani ayak bilekleriyle beraber örten bir tür ayakkabıya verilen isimdir. İslâm dini namazı, dinin temel vecîbelerinden saygın bir yere, her türlü mükellefiyette zorluk gidermeye ve kolaylığı temin etmeye de ayrı bir önem vermiştir. Bu kabilden olmak üzere, mükellefler için mest veya sargı üzerine yapışmak abdest alma vetı üzerine düşen ibadetleri ifa etme imkânı getirmiştir. Mesh, bir nevi hükmî temizlik var; abdestte bir uzvun, ayağa giyilen mestin veya yaraya sarılan sargının üstüne ıslak elle; teyemmümde ise toprağa sürülmüş elle yüz ve kollar üzerine yapılır.

    Abdest ile mestler üzerine mesh etmek Peygamberimiz (sas) 'in sünneti ile sabittir. Nitekim, Hz. Peygamber (sas) 'in abdest aldığı ve mestlerinin üzerine çok sayıda vidalı olduğunu bildiren birçok rivayet var (Buhârî, Vudu, 35, 48; Müslim, Taharet, 72, 73). A) Ayaklar yıkanarak alınan bir sonradan giyilmiş olması, b) Ayağa giyilmiş olarak normal bir yürüyüşle yaklaşık 5 km. d) Mestlerin her birinde, ayak parmağının küçüklerinden üçtür, gireceği kadar genişlikte delik bulunmaması, e) Hemen su emerek ayağa geçirmemesi, f) Mesti giyenin ayağı bütünüyle kopuk ve yok olmaması; en azindan ayağının ön kısmıında, elin küçük parmağına üç parmak kadar bir parça girilir. Mestler üzerine mesh edildiği gibi, en iyisi de taşıyıcı çizgi, potin, yukarıdaki şartlar taşıyan çorap ve benzeri şeyler de Hanefîler'e göre mest hükmündedir. Devamlı olarak yerinde temas halindeki çizme ve ayakkabılara mesh etmek yeterli olmayıp; gerekli değiĢik maddelerin de temizlenmesi gerekir. Abdestli olarak ayağına mest giyen kimse, mest giydikten sonra ilk defa abdestinin bozulmasından, mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzer yapıyor. Peygamberimiz (sas) misafir için üç gün, mukim için de bir gün bir geceyi geçirmek için mesh süresi olarak tayin etmiştir (Neseî, Taharet, 98). yukarıdaki şartları taşıyan çorap ve benzeri şeyler de Hanefîler'e göre mest hükmündedir. Devamlı olarak yerinde temas halindeki çizme ve ayakkabılara mesh etmek yeterli olmayıp; gerekli değiĢik maddelerin de temizlenmesi gerekir. Abdestli olarak ayağına mest giyen kimse, mest giydikten sonra ilk defa abdestinin bozulmasından, mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzer yapıyor.

    Peygamberimiz (sas) misafir için üç gün, mukim için de bir gün bir geceyi geçirmek için mesh süresi olarak tayin etmiştir (Neseî, Taharet, 98). yukarıdaki şartları taşıyan çorap ve benzeri şeyler de Hanefîler'e göre mest hükmündedir. Devamlı olarak yerinde temas halindeki çizme ve ayakkabılara mesh etmek yeterli olmayıp; gerekli değiĢik maddelerin de temizlenmesi gerekir. Abdestli olarak ayağına mest giyen kimse, mest giydikten sonra ilk defa abdestinin bozulmasından, mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzer yapıyor. Peygamberimiz (sas) misafir için üç gün, mukim için de bir gün bir geceyi geçirmek için mesh süresi olarak tayin etmiştir (Neseî, Taharet, 98). mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzerine mesh eder. Peygamberimiz (sas) misafir için üç gün, mukim için de bir gün bir geceyi geçirmek için mesh süresi olarak tayin etmiştir (Neseî, Taharet, 98). mukim ise bir gün, yolcu ise üç gün mestleri üzerine mesh eder. Peygamberimiz (sas) misafir için üç gün, mukim için de bir gün bir geceyi geçirmek için mesh süresi olarak tayin etmiştir (Neseî, Taharet, 98).
    Ayakları mesh ederek abdest aldıktan sonra, abdestli iken ayağından mestlerini veya birini çıkarırsa, hades (abdestsizlik hali) ayağına geçmiş kabul edilir ve abdestini bozmadan ayaklarını yıkayıp tekrar mestleri giymesi gerekir. Abdesti yokken, çıkarmak için, tekrar abdest alması gerekir. Süresi dolduğunda, abdestli ise mestleri çıkarıp ayaklarını yıkaması yeterlidir; abdestsiz ise ayağını yıkayarak tam abdest almalıdır (Kasânî, Bedâiu'nun-sanaî, I / 9).