Kur’an-ı Kerim, on üç yılı Mekke ve on yılı Medine’de olmak üzere yaklaşık 23 yılda tamamlanmıştır. 114 surenin bir kısmı Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Mekke’de iken, bir kısmı da Medine’ye hicretinden sonra indirilmiştir. Ayet ve surelerin Mekki veya Medeni oluşunda dikkate alınan ölçü hicrettir ve bu nedenle hicretten önce indirilen ayet ve sureler Mekki, hicretten sonra indirilenler de Medeni sayılır. Ayetlerin indiği ortam, o anda Müslümanların ve onların karşısındaki toplumların durumunu yansıtmaktadır. Bizleri ayetin ya da surenin indiği şartlar hususunda fikir sahibi yapar ve bu bakımdan Mekki-Medeni bilgisi, Kur’an’ı daha kolay ve doğru anlamaya katkı sağlayacağı için önemlidir. Surelerin Mekki ve Medeni oluşları hakkında Hz. Peygamber’den (s.a.v) bir açıklama gelmemiştir. Zira onun sağlığında sahabe, Kur’an’ın indirilişinin canlı birer şahidi idiler. Surelerin Mekki mi Medeni mi olduğuna yönelik bilgiler, sahabe ve onların öğrencileri konumundaki tabiûndan gelen haberlere dayanmaktadır. Bu bilgiler, surenin indiği ortamın, arka planının tespiti, dolayısıyla surenin daha iyi anlaşılması için önemlidir. Mekke Dönemi Ayetlerinin Temel Özellikleri Kur’an’ın “Oku!” emriyle başlayan ilk mesajları, kısa ve oldukça tesirli cümlelerdi. Hitap ettikleri topluluğun dil zevkine uygun olarak akıcı ve etkileyici bir dile sahipti. İlk ayetlerin edebi yönü öylesine güçlü idi ki onların kalplerine nüfuz etti. O ayetlerin ifadeleri o kadar çarpıcıydı ki güzelliği ve akıcılığı, duyanların dikkatini çekiyordu. Evrensel gerçekler anlatılmasına rağmen, hitaplar yerel ortamı da dikkate alıyor, o dönem insanının tanıdığı çevreden örnekler ve görünümlerle destekleniyordu. Medine Dönemi Ayetlerinin Temel Özellikleri Mekke’den Medine’ye hicretle birlikte Müslümanlar daha özgür bir ortamda dinlerini öğrenmeye ve yaşamaya başlamışlardı. Dinlerini yaşama uğruna her şeylerini bırakarak bir başka yeri vatan edinen ilk Müslümanlara Medineliler kucak açmışlar, onları öz kardeşleri olarak görmüşlerdi. Mekke’de indirilen ayetlerle iman ve inkar arasındaki fark ortaya konmuş, öldükten sonraki ebedi hayatta mutlu olabilmek için bu hayatı iyi değerlendirmenin gereği net bir şekilde açığa çıkmıştı. Artık yeni bir toplum inşa ediliyordu. İslam binasının inanç temelleri kurulmuş, sıra bu binayı hayatın bütün yönlerini kuşatacak şekilde güçlendirmeye ve tamamlamaya gelmişti. İşte Medine dönemindeki vahiy, bu özelliklere sahiptir. İnancı destekleyen ibadetler ve hayatın her alanında imanın gerektirdiği davranışlar en geniş haliyle bu dönemde ele alınır. Bu sebeple Medine döneminde indirilen ayet ve sureler, Mekke’de indirilenlere göre daha uzundur. Medine dönemi, beşeri hukukun pek çok yönüyle ele alındığı bir dönem olmuştur. Bu konulardan bir çoğunu işleyen Bakara, al-i İmran ve Nisa sureleri, Kur’an’ın en uzun surelerinin başında gelir.