Soru Mekke'nin fethi nasıl olmuştur?

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Lasey tarafından 24 Aralık 2015 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Mekke’nin fethine karar verdiğinde Medine çevresindeki kabilelere haber göndererek Ramazan ayının başlarında Medine’de toplanmalarını istedi.
    Daha sonra Kureyş müşriklerine haber sızmasın diye Mekke’ye giden yolları tuttu; 10 Ramazan 8/1 Ocak 630’da muhacirler, Ensar ve çevreden toplanan kabilelerle Medine’den hareket etti.


    Bazı kabileler de yolda orduya katıldılar ve İslam ordusunun gözcü birlikleri, yolda Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’in faaliyetlerini izlemek üzere Hevazin kabilesinin görevlendirdiği bir casusu yakalayarak onun huzuruna getirdiler. Kovuşturma çekilen casus, Hevazin kabilesinin kimi Arap kabilelerini de yanına alarak Müslümanlara karşı savaş hazırlıklarına başladığını tüm ayrıntılarıyla haber verdi. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’in emriyle Halid b. Velid tarafından tutuklanan casus, ordu Merruzzahran’da konakladığı esnada kaçtı; fakat Halid tarafından tekrar yakalandı. Halid durumu Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’e bildirdi. O da Mekke’ye girinceye kadar onun tutukluluk halinin devamını istedi ve Casus Mekke fethedildikten sonra Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’in İslam’a daveti üzerine Müslüman oldu. Müslümanlar yatsı vakti Mekke yakınlarında Merruzzahran’da konakladılar ve Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) burada İslam ordusunun gücünü göstermek maksadıyla gece vakti asker sayısınca, yani on bin ateş yaktırdı. Bunu gören Mekke müşrikleri gelenlerin kim olduğunu bilemeyen kaygıya kapılarak liderleri Ebu Süfyan’ı iki arkadaşıyla beraber durumu öğrenmek ve şayet Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’le karşılaşırsa eman almak amacıyla gönderdiler. Lakin Ebu Süfyan ve arkadaşları İslam ordusunun gözcü birlikleri tarafından yakalanarak Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’in huzuruna götürüldüler ve Mekke lideri Ebu Süfyan uzun tereddütlerden sonra Müslüman oldu.


    İslam ordusu dört koldan şehre girdi ve Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)’in kumanda ettiği birliğin dışındaki birliklerin başında Halid b. Velid, Zübeyr b. Avvam ve Kays b. Sa’d bulunuyordu. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) mecbur kalınmadıkça kan dökülmemesini emretti ve İslam ordusu herhangi bir ciddi mukavemetle karşılaşmadan şehre girdi. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) “Bugün Kabe’de savaşın helal olacağı gündür” şeklinde sözler sarfeden komutan Sa’d b. Ubade’yi azlederek elinden sancağı aldı ve oğlu Kays b. Sa’d’a verdi. Sa’d’ın “Bugün savaş günüdür.” sözüne karşılık “Bugün merhamet günüdür.” dedi.


    İslam ordusu, güneyden şehre gelen Halid b. Velid’in komuta ettiği birlik hariç, mukavemetle karşılaşmadı. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) muhacirlerin başında Mekke’yi kan dökmeden fethetmenin verdiği huzur içinde ilerlerken, şehrin alt tarafında kılıçların parladığını görünce çok üzüldü. Halid b. Velid’e haber göndererek mübarezeye
    son vermesini emretti ve Halid daha sonra sorguya çekildiğinde, çarpışmayı müşriklerin başlattığını bildirdi. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), Mekke’de evlerinin kapısını kapatanların, silahlarını bırakanların, Mescid-i Haram’a ve Ebu Süfyan’ın evine girenlerin emniyette olduğunu duyurdu. Yaralıların, arkasını dönüp kaçanların ve esirlerin vurulmamalarını emretti ve bunun üzerine Mekkeliler evlerine kapanıp silahlarını sokaklara attılar. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Zi Tuva mevkiinde durunca insanlar onun etrafında toplandılar. O, Allah Azze ve celle'nin kendisine Mekke’nin fethini nasip etmesinden, Müslümanların sayısının çokluğundan ve Allah’a olan tevazuundan dolayı devesinin üzerinde eğiliyor, “Hayat ancak ahiret hayatıdır.” diyordu.