Mekke'nin Fethi Hakkında Kısa Bilgi

Konusu 'Mübarek Günler ve Geceler' forumundadır ve Lasey tarafından 31 Aralık 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Mekke'nin Fethi Nedenleri Ve Sonuçları

    1 Ocak 630
    Allah Azze ve celle Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur:

    “Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi. Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O’dur. Şahit olarak Allah yeter.” (Fetih, 26-27)

    Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Medine’de bir rüya görmüştü. Ashabıyla beraber Mekke’ye gidiyor, saçlarını kestirip Kabe’yi tavaf ediyordu ve rüyasını ashabına anlattığında Medine’de büyük bir sevinç yaşandı. Nedeni şu ki müminler yıllardır Mekke’ye gidemiyor, Beytullah’ı tavaf edemiyor, oradan ayrılmak zorunda kalan muhacirler de vatan hasreti çekiyordu.
    Rasul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Kabe’yi ziyaret etmek isteyenlerin hazırlanmasını söyedi. Mekkeli müşrikler Allah Rasulü'nün (s.a.v) kararını öğrenince müslümanların Mekke’ye girmesine izin vermemeyi kararlaştırdılar. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) kan dökülmemesi için Mekkelilerin bu tavrına karşılık, onların teklif ettiği bir anlaşmayı kabul etti. Hudeybiye Antlaşması yapıldı.

    Hudeybiye, ilk bakışta Müslümanlar aleyhine ağır şartlar taşıyan bir antlaşma idi ve bu şartlardan biri de Müslümanların içinde bulundukları senede Mekke’ye giremeyecek olmasıydı. Resul-i Ekrem (s.a.v), sahabilerine geri dönme emrini verdi. Lakin inen şu ayet-i kerime, ileride Mekke’nin muhakkak fethedileceği müjdesini vermişti: “Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik.” (Fetih, 1)

    Hudeybiye Antlaşmasındaki tarafların birbirine karşı saldırmazlık şartı sayesinde İslam her geçen gün büyümeye başladı. Müşrikler ise İslamın bütün Arabistan'a yayılmasından rahatsızlık duyuyorlardı. Bu nedenle Huzaa kabilesine saldırarak birçok Müslümanı şehit ettiler ve bunun üzerine Hudeybiye Antlaşması iki taraflı olarak feshedildi.
    Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) fethin kan dökülmeden gerçekleşmesi için Mekke seferini gizli tuttu. Nihayet hicretin 8. senesi Ramazan ayının başında on bin kişilik İslam ordusu Medine’den hareket etti. Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) ordusuna; “Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz.” emrini verdi.

    İkrime bin Ebu Cehil önderliğindeki küçük bir saldırı dışında, herhangi bir direnişle karşılaşmadan Mekke’ye girildi ve şehre girerken Resul-i Ekrem (s.a.v) Fetih Suresi’ni okuyordu.

    Mekke’ye adım atılınca Allah Rasulü (s.a.v) doğruca Mescid-i Haram’a girdi. Hacerü’l-Esved’i selamladı ve sonra Kabe’yi tavaf etti. Kabe’nin içinde ve etrafında 360 put bulunuyordu. Elindeki yay ile bunlara dokunup şöyle diyordu: “Yine de ki: Hak geldi, batıl yıkılıp gitti. Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur.” (İsra, 80)

    Herkes Kabe'nin avlusunda toplanıp, Allah Resulü'nün (s.a.v) bundan sonra nasıl yelteneceğini merak ediyorlardı. Allah Rasulü (s.a.v) çıktı ve insanlara şöyle seslendi:
    “Ey Kureyş topluluğu! Muhakkak ki Allah Azze ve celle, cahiliye gururunu, cahiliye atalarıyla övünüp büyüklenmeyi kaldırmıştır. Bütün insanlar Adem’dendir, Adem de topraktan yaratılmıştır! ‘Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstün olanınız, en çok sakınanınızdır. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.’” (Hucurat, 13)


    Sonra şöyle buyurdu:

    – Ey Kureyş topluluğu! Şimdi hakkınızda ne yapacağımı düşünüyorsunuz?

    Kureyşliler utançtan başları öne düşmüş vaziyette şu cevabı verdiler:

    – Sen soylu bir babanın oğlu, asil bir kimsesin. Senden hayır umarız.

    Allah Rasulü (s.a.v) şöyle karşılık verdi:

    – Ben size Hz. Yusuf’un kardeşlerine dediğini söyleyeceğim: “Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yoktur.” (Yusuf, 92). Gidin, serbestsiniz!

    İşte bu genel aftan sonra kadın erkek birçok kimse Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v)'e biat etti. Böylece Fethü’l-Fütuh (fetihlerin fethi) tamamlanmış oldu.

    mekke'nin fethi nedenleri ve sonuçları.