Mehmet Akif Ersoy Şiirleri Ah O Din Nerde Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini; O yerin gökten inen dini, hayatın dini? Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek? Müslümanlık mı dedin? Tövbeler olsun, ne demek! Mehmet Akif Ersoy Canan Yurdu Eyvah! sevgilininyurdu ıssız kalmış Ayak bastığı heryer kırgın bir mezar olmuş İçindeki ahenk uçmuş da Ses seda kalmamış yuvada Yer yer gömülü durur emeller Sanki kıyamet gününü beklerler... Ya rab! niye böyle bir yığın toprak Olmuş yatıyor o temiz saha? Ya rab! niçin o parıltı ortada yok? Ya rab! niçin uzayıp gitmekte bu gölge? Ya rab! sevgilinin yuvası üzerine Gerilmiş bu kat kat aydınlık perdesinin anlamı ne? Mehmet Akif Ersoy Cenk marşı Ey sürüden arkaya kalmış yiğit Arkadaşın gitti haydi sen de git Bak ne diyor ceddi şehidin işit Haydi git evladım uğurlar ola Haydi git evladım açıktır yolun Zalimlere karşı bükülmez kolun Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun Uğurun açık olsun uğurlar ola. Eşele bir yerleri örten karı Ot değil onlar dedenin saçları Dinle şehit sesleridir rüzgarı Haydi git evladım uğurlar ola Haydi git evladım açıktır yolun Zalimlere karşı bükülmez kolun Bayrağı çek on safa geçmiş bulun Uğurun açık olsun uğurlar ola Haydi levent asker uğurlar ola Yerleri yırtan sel olup taşmalı Dağ demeyip taş demeyip aşmalı Sende ki coşkunluğa er şaşmalı Kahraman askerim uğurlar ola Haydi git evladım açıktır yolun Zalimlere karşı bükülmez kolun Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun Haydi levent asker uğurlar ola Haydi git evladım uğurlar ola. Mehmet Akif Ersoy Gitme Ey Yolcu Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım: Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim bilmem ki? Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki! Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan Yatıyor şimdi Nasıl yerlere geçmez insan? Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu, Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu! Bu ne hicrân-ı müebbed, bu ne hüsrân-ı mübîn Ezilir rûh-i semâ, parçalanır kalb-i zemin! Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar: Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar! Bereden reng-i hüviyetleri uçmuş yüzler! Kim bilir hangi şenaatle oyulmuş gözler! «Medeniyet» denilen vahşete lânet eder, Nice yekpâre kesilmiş de sırıtmış dişler! Süngülenmiş, kanı donmuş nice binlerle beden! Nice başlar, nice kollar ki, cüdâ cisminden! Beşiğinden alınıp parçalanan mahlûkât; Sonra nâmusuna kurban edilen bunca hayat! Bembeyaz saçları katranlara batmış dedeler! Göğsü baltayla kırılmış memesiz vâlideler! Teki binlerce kesik gözdeye âid kümeler: Saç, kulak, el, çene, parmak Bütün enkaz-ı beşer! Bakalım, yavrusu uğrar mı, deyip, karnından, Canavarlar gibi şişlerde kızarmış nice can! İşte bunlar o felâket-zedelerdir ki, düşün, Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün! Müslümanlıkları bîçârelerin öyle büyük Bir cinâyet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük! Ey bu toprakta birer nâş-ı perişan bırakıp Yükselen, mevkib-i ervâh! Sakın arza bakıp Sanmayın: Şevk-ı şehâdetle coşan bir kan var Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var! Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza! Tükürün: Belki biraz duygu gelir ârımıza! Tükürün cebhe-i lâkaydına Şark'ın, tükürün! Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün! Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere! Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne! Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne! Medeniyet denilen maskara mahlûku görün: Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün! Hele İ'lanı zamanında şu mel'ul harbin, "Bize Efkar-ı umumumiyesi lazım Garb'ın"; Oda ALLAHI bırakmakla olur herzesini, Halka iman gibi telkin ile, dinin sesini Susturan aptalın idrakine bol bol tükürün Yine hicran ile çılgınlıgın üstünde bu gün, Bana Vahdet gibi bir yar-ı musaid lazım Artık ey yolcu bırak, ben yanlız ağlayayım Mehmet Akif Ersoy
Çocuklara Ne odunmuş babanız: Olmadı bir baltaya sap! Ona siz benzemeyin, sonra ateştir yolunuz. Meşe halide yaşanmaz, o zamanlar geçti; Gelen incelmiş adam devri, hemen yontulunuz. Ama dikkatli olun: Bir kafanız yontulacak; Sakın aldanmayın: İncelmeye gelmez kolunuz! Mehmet Akif Ersoy Ey Adem Oğlu Allah Aşkı Ey Adem Oğlu Ey Adem Oğlu Bu Devir ve Devranda İçinizde Hakkı ve Hukuku Bilen Çokdur Yaptığınız İşte Hille Çokdur Ne Yazıkki İçinizde İslamiyeti Sorupta Arıyan ve Yaşayan Yoktur Ey Adem Oğlu Bu Gittiğiniz Eğri Yolda Düşecek Kör Kuyu Çoktur Bu Gidişle Dostlar Çokdur Düşman Yoktur Hala Bu Yolda Hiç Durmadan Yürüyüp Gidersende Arkadaş Sonradanda Bu Yolda Yere Düstüğün Anda ve Saniyede Eski Dostların Yoktur Paydos ve Düşmanın Çokdur Bu Gizli Bir Uyarıda İdam Vardır Af Yoktur Ey Adem Oğlu Ey Adem Oğlu Ömrünü Boşa Harcıyorsun Boşa Akan Seller Gibi Ey Adem Oğlu. Dönüyor Bir Güneş Pervane Gibi Bir Sağa Bir Sola Döndükcede Kendiliğinden Sönüyor Gazı Bitmiş Bir Fener Gibi Ey Adem Oğlu. Yerde Parlıyanı ve Gökte Parlıyanı Görüp ve Görmediğini Bilip ve Bilmediğin Sırları Bir Yandan Gelenleri ve Bi Yandan Gidenleri Düşün ve Taşın Yüce Dağları Arşın Ey Adem Oğlu. Ey Adem Oğlu Bu Yalancı Fani Dünya'ya Bir Gün İçinde Geldin Ve Bir İçinde Gideceksin Uzun ve Kısa Ömrün Ne Farkı Var Senin İçin Ey Adem Oğlu Hani Neyle Geldin Hani Neyle Gideceksin Allahın Huzuruna Ey Adem Oğlu Birinci İlk Fırsatın Seni Yaratanın Elinde Sonradan da Senin Elinde Bu Avı Kaçırma Bu Fırsatı Değerlendir Ey Adem Oğlu Mıknatısın Demire Yaklaşıp Kendine Doğru Çektiği Gibi Her Geçen Yıldan Yıla Ömür Tükenip Ecel Yaklaştıkça Kara Toprak Bizi Kendine ve Kabre Doğru Çekiyor Ey Adem Oğlu Bugün Varız Yarın Yokuz EY ADEM OĞLU Ey Yolcu, Uyan! ''Allah'a dayandım! '' diye sen çıkma yataktan... Ma'na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan! Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu; Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid: Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid. Alemde ''tevekkük'' demek olsaydı ''atalet'' Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet? Çoktan kürenin meş'al-i tevhidi sönerdi; Kur'an duramaz, Nezd-i İlahi'ye dönerdi. ''Dünya koşuyor'' söz mü? Beraber koşacaktın; Heyhat, bütün azmi sen arkanda bıraktın! Madem ki uyandın o medid uykulardan, Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan. Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; Davranmayacak kimse bu meydana atılmaz. Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da; Maziyi, fakat, yıkmaya kalkışma bu yolda. Ahlafa döner, korkarım, eslafa hücumu: Mazisi yıkık milletin atisi olur mu? Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha: Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha! Mehmet Akif Ersoy