İbadet, yalnız Allah Azze ve celle'nin emrini yerine getirmek ve Onun rızasını kazanmak maksadıyla yapılır. Allah Azze ve celle katında makbul olan ibadet, (hiçbir menfaat düşüncesi olmadan) böyle halisane niyetle yapılan ibadettir. İhlas, yapılan ibadetin ruhu hükmündedir. İhlassız yapılan ibadet, ruhsuz, sadece kuru bir şekilden ibarettir ve Allah Azze ve celle katında hiç bir değer ve kıymeti yoktur. İbadette ihlas ise; ibadeti sadece Allah Azze ve celleın bir emri olduğu ve rıza–yı ilahîyi kazanmaya vesile bulunduğu için yapmaktır. Eğer dünyevi bir menfaat ve fayda, ibadet yapmaya sebep yapılsa, ihlas kaçar, o ibadet de batıl olur, yani, Allah Azze ve celle katından kabul görmez. Bununla birlikte, Cenab-ı Allah'ın emirlerinde birçok hikmetler, bizim için maddi ve manevi pek çok faydalar olduğunda da şüphe yoktur. Yaşadığımız süre içerisinde yemeye, içmeye muhtaç olduğumuz gibi ömrümüzün sonuna kadar ibadet etmeye, manevi gıdaya da ihtiyacımız vardır. Yüce Allah Azze ve celle (c.c.), şöyle buyurur: "Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et." (Hicr, 15/99)