Makam-ı Mahmud nedir Makam-ı mahmud, "övülen makam" demektir. Bu makam, Hz. Peygamber'in (sallallahu aleyhi vesellem) önce bütün insanlara umumi, sonrada kendi ümmetine hususi surette şefaat edeeği makamın adıdır. (Süyuti, el-Hasaisü'l-Kübra, 2/378.) Ebu Hüreyre'nin (radıyallahu anh) bildirdiğine göre Allah Resulü'ne (sallallahu aleyhi vesellem), "...Rabb'inin seni makam-ı mahmuda (övgüye değer bir makama) yükselteceği ümit edilir" (İsra 17/79) ayetinde zikredilen makam-ı mahmuddan sual edildi. Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem), "Bu şefattir" diye cevap verdi. (Tirmizi, Tefsir, 17 (nr. 3136) ;Beyhaki, Şuabü'l-İman, nr.300.) İbn Ömer'in (radıyallahu anhuma) rivayetine göre Allah Resulu (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "İnsanlar kıyamet günü cemaatler halinde olacaklar. Her ümmet kendi peygamberini tekip edecek ve, -Ey falan! Bize şefaat et, ey falan bize şefaat et, diyecekler. Sonunda şefaat etme işi bana kalacak. İşte makam-ı mahmud budur. (Buhari, Tefsir, 11; Zekat,25) Ezandan sonra, "Allah'ım! Resulullah'ı vaat ettğin makam-ı mahmuda ulaştır" diye dua etmek sünnettir. Makam-ı mahmuda, yani şefaate nail olmak için de bu duayı yapmak gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) ümmetine şu tavsiyede bulunmaktadır: "Kim ezanı duyduğu zaman,'Bu eksiksiz çağrının, dosdoğru kılınan namazın Rabb'i olan Allahım; Muhammed'e (sallallahu aleyhi vesellem) vesileyi ve fazileti ver, onu vaat ettiğin makam-ı mahmuda ulaştır' diye dua ederse ona şefaatim hak olur" (Buhari, Ezan, 8, 17; Ebu Davud, Salat, 37; Tirmizi, Mevakit, 43, Salat, 42; İbn Mace, Ezan, nr.714.)