LÜTF: İhsan, iyilik. Bir kula dîni hakkında Allah tarafından bir nasîhat gelirse; bu nasîhat, Allah tarafından kendisine gönderilmiş bir nîmet ve lütuftur. Onu kabûl eder ve gereğini yerine getirirse, ne güzel; kabûl etmezse, günahının çoğalması ve Allah'ın gazabının çoğalması bakımından onun aleyhinde bir delîl olur. (Hadîs-i şerîf-Mevaiz-ül-Hulefa) Akşam namazından sonra yatsı vakti girmeden iki rek'at namaz kılan, ilk rek'atında bir Fatiha ve bir ayetel-kürsî ve beş kere İhlas-ı şerîfi okuyup, ikinci rek'atta bir Fatiha ve Bekara sûresinin son üç ayetini okuyan ve böylece bu namazı îfa eden kimseye Hak teala hazretleri Cennet'te bir mevki lütf eder ve her rek'atı için bir şehid sevabı ve her ayet için de bir köle azad etmiş sevabı verir. (Hadîs-i şerîf-Miftah-ul-Cenne) Ey lütf ve ihsanı bol Allah'ım! Bizi dünyada ve ahirette kimseye muhtac etme! (İmam-ı Rabbanî) Beni sen yoktan var ettin ya Rabbî Nice nîmetler lütf ettin ya Rabbî. (Muhammed bin Receb) Dertli oldum, ol Hüdadan derde derman isterim acizim bab-ı atadan lütf ü ihsan isterim (M. Sıddîk bin Saîd) Kıyamet günü, Allahü teala lütfunu ortaya koyup mealen; "alimler benim yanımda Peygamberlerim gibidir." alimlere hitaben; "Dilediğiniz kimselere şefaat ediniz" buyurur. (İmam-ı Gazalî) Marifet, nûrunun himayesine sığınmayıp da, öldükten sonra, şehvet ateşinin canını yakmasından, Allahü tealanın lütfü ve merhameti ile kurtulacağını sanan bir kimse, kalın elbisesinin himayesine girmeden, kışın soğuğunun, Allahü tealanın lütfü ile ken disini üşütmeyeceğini sanan kimseye benzer. Allahü teala, birçok faydaları sağlamak için, kışı yaratmış ise de lütf ve merhamet ederek elbise yapacak şeyleri ve bunları yapacak akıl da yaratmıştır. (İmam-ı Gazalî)