Lagari Hasan Çelebi Kimdir? Lagari Hasan Çelebi (1644 ?) Osmanlıda roket benzeri bir düzenekle ilk uçuş denemesi yapan ve bu yönüyle füzeciliğin öncülerinden sayılan Lagari Hasan Çelebi’nin hayatı ile ilgili bilgiler yok denecek kadar az olmakla beraber onun Evliya Çelebi’nin yakın dostları arasında bulunduğu açıktır. Zira IV. Murad dönemi olaylarını anlattığı bölümde Evliya Çelebi, sultanın, Kaya Sultan isimli bir kızının doğması üzerine bir şenlik tertip ettiğini ve Lagari Hasan Çelebi’nin bu şenlik sırasında bizzat icad ettiği, içleri 50 okka barut macunuyla dolu, yedi kollu bir alete binerek havalandığını yazmıştır. Yardımcılarının fişekleri ateşlemesi sonucunda büyük bir hızla ve birkaç saniye içinde 300 metre kadar havaya çıkan Lagari, barutların azalması sırasında kollarına taktığı kartal kanatlarını kullanarak sağ salim denize inmeyi başarmıştır. Buradan çıkan ve ıslak elbiseleri ile huzura kabul edilen Lagari’ye padişah bir kese akça ihsan etmiş ve Sipahi ocağına maaşlı olarak alınmasını emretmiştir. Yine Evliya Çelebi’nin bildirdiğine göre Lagari daha sonra Kırım’a giderek Selamet Giray Han’ın yanında çeşitli hizmetler görmüş ve orada vefat etmiştir. Son dönemlerde konuyla ilgili araştırma yapanlar, Evliya Çelebi’nin anlattığı olayın bir efsaneden ibaret olmayıp, o dönemde böyle bir uçuş için gerekli bilimsel donanıma sahip olunduğunu ve anlatılan Hadisenin gerçekleşmesi konusunda hiçbir ilmi engelin bulunmadığını belirtmişlerdir. Evliya Çelebi’den “Lagari Hasan Çelebi, Murad Han’ın Kaya Sultan namduhteri pakizesi vücude geldiği gece akube şadmanlığı oldu. Lagari Hasan, elli okka barut macunundan yedi kollu bir fişeng icad etti. Sarayburnu’nda Hünkar huzurunda fişenge bindi ve şakird-leri fişengi ateşlediler. Lagari padişahım seni Huda’ya ısmarladımdiyerek temcid ve tevhid ile evci asumana huruc eyledi. Yanında olan fişengleri ateş edip ruyi deryayı çeragan eyledi. Bâm-ı felekde fişengi kebirinin barutu kalmayıp da zemine doğru nüzul eder-ken, ellerinde olan kartal kanatlarını açıp Sinanpaşa Kasrı önünde deryaya indi. Oradan şenaverlik ederek uryan huzurı padişahiye geldi. Zemini bus ederek selam verdi. Bir kise akça ihsan olunup yetmiş akça ile sipahi yazıldı. Sonra Kırım’da Selamet Giray Han’a gidüp orada merhum oldu. Rahmetli yar-i gaar-ı sadıkımız idi.Rahmetullahı aleyh”