Kutlu doğum haftası şiirleri

Konusu 'Şiir köşesi' forumundadır ve Beyza tarafından 22 Ocak 2013 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    Kutlu doğum haftası ile ilgili şiirler

    Muhammed'i Çok Özledim


    Muhammed’i çok özledim
    Ciğerlerim pare, pare
    Şol canımdan çok istedim
    Yollar, götür beni yâre

    Günüm gecem selâvattır
    Ne huzurdur, ne rahattır
    İstediğim şefâattır.
    Yâr Muhammed, cana çare.

    Irmak olsam, yâre aksam
    Ravzasına, nasıl baksam
    Şol gönlümü, bile yaksam
    Kapanmıyor, canda yare.

    Ümmetinim, şerefim çok
    Gelmelere dermanım yok
    Bir hasret ki, saplandı ok
    Sırat üzre, düştüm nare.

    Derdim elbet, Kabe ve Hac
    Muhammed’e aşkım ilaç
    Hasretinden düştüm bîlaç
    Çöllerdeyim, hem avare.

    Hak aşkına ömür versem
    Muhammed’i bir kez görsem
    Eşiğinde bile ölsem,
    Yalvar, yakar, ben bîçare.

    Aşk var ise, Sen sebebi
    Habibullah, en son nebi
    Selindeyim, coştu debi
    Şefâat kıl, sitemkâre.
    Bayram Leventoğlu

    Benim Peygamberim
    Alemlere rahmet olarak gönderdi,
    Yaratmazdı sen olmasaydın felekleri,
    Sen içimizdeyken azap etmezdi,
    Benim peygamberim çok güzeldi.

    İman edenler için bir rahmetti,
    Aslı nur, cismin ademdi,
    Bizlere nur saçan bir kandildi,
    Benim peygamberim çok güzeldi.

    Üstün ve çok merhametli,
    Yüzünde azamet ve hakimiyeti;
    İnsanlık aleminin en şereflisi,
    Benim peygamberim çok güzeldi.

    Bütün varlıkların en yücesi,
    Alemlerin göz bebeği,
    Yaratılmışların en güzeli,
    Benim peygamberim çok güzeldi.

    Cismani suretlerin en mükemmeli,
    O göz kamaştırıcı güzelliği,
    Kalblerin cilası tek sahibi,
    Benim peygamberim çok güzeldi.

    Bedenlerin şifası ve afiyeti,
    Gözlerimizin nuru kamer ışığı,
    İnsanları kurtarmaktı emeli,
    Benim peygamberim çok güzeldi.
    Ramazan Çağlar
    Bir Gece

    Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
    Kumdan, ayın ondördü; bir öksüz çıkıverdi!
    Lakin, o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler;
    Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!

    Nerden görecekler? Göremezlerdi tabii,
    Bir kerre, zuhut ettiği çöl en sapa yerdi;
    Bir kerre de, ma'mure-i dünya, o zamanlar,
    Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.

    Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
    Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
    Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin,
    Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi

    Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,
    Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
    Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
    Bır hamlede kayserleri, kisraları serdi!

    Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;
    Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi, geberdi!
    Alemlere, rahmetti, evet şer'-i mübini,
    Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.

    Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;
    Medyun ona cemiyetti, medyun ona ferdi.
    Medyundur o mas'uma bütün bir beşeriyyet...
    Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.
    Mehmet Akif Ersoy

    Peygamberimiz Hz. Muhammed

    Abdullah ve Amine'den olma
    Allah'ın Resulü Hz. Muhammed.
    Beşyüzyetmişbir de doğma
    Allah'ın Resulü Hz. Muhammed.

    Hak dini Íslâmı kurdu
    Dünya'yı berekete boğdu
    Kardeşliği, dostluğu yaydı
    Allah'ın Resulü Hz. Muhammed.

    Dört Peygambere dört kitap indi
    Davut'a Zebur, Musa'ya Tevrat
    Ísa'ya Íncil, son Peygambere ise Kur'an
    Allah'ın Resulü Hz. Muhammed.

    Peygamber soyundan dört halife
    Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali
    Adalet, sabır tüm mevlanın malı
    Allah'ın Resulü Hz. Muhammed.

    Mekke'den Medine'ye yürüdü.
    Altıyüzotuziki de gözünü yumdu
    Müslümanlara Kâbe'yi kutsal kıldı
    Allah'ın Resulü Hz. Muhammed.
    Mustafa Toga

    Nurlu Peygamberimiz

    Senin için yaratıldı bu kâinat,
    Selâm verdi; melekler, semâvat,
    Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
    Dökülüyor dudaklarımızdan salâvat...

    Hep ümmetine rehberlik ettin,
    Yüce Allah'ın yoluna sevk ettin
    Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
    Kalbimizi, ruhumuzu sen serinlettin...

    Cennet ile müjdeledin müminleri
    Ateş ile korkuttun münkirleri,
    Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
    Seni arzular hakikat erleri...

    Mübarek dilinden okudun Yüce Kur'ân'ı,
    Aydınlattın; ufukları, bütün cihanı,
    Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
    Senin yoluna verelim bu canı...
    Zekayi Şahin

    Ya Rasulallah

    Yâ Rasûlallah, eğer Sen, gelmeseydin âleme,
    Güller açmaz, bülbül ötmez, mechûl esmâ Âdem’e
    Varlığın mânâsı kalmaz, garkolurda mâteme!

    Ay desem nûruna, aydan daha parlaksın Sen.
    Su desem, cümle sulardan daha berraksın Sen.
    Şaşırıp inci desem, inci de Senden doğuyor.
    Sade bir katresi deryâ gibi ırmaksın Sen.
    Gül desem, ey yüce mahbûb, terinin damlası o
    Neye teşbih edeyim, mahzar-ı levlâksın Sen.
    Ey Rauf, anneler evlada dönüp bakmazken,
    Bir Rahimsin ki, bütün aleme kundaksın Sen.


    Canım efendim.

    Yıllarca ufkuna bakan gözlerim,
    Cemalini ister, canım efendim.
    Seni anlatmaktan aciz sözlerim,
    Her an erimekte, canım efendim.

    Hayat eksenimin sonsuz odaĝı,
    Ŏksüz ve yetimlerin sıĝınaĝı,
    Sen sabah yıldızlarının ışıĝı,
    Sen şefkat elçisi, canım efendim.

    Lahuti bir sefer olsa da gitsem...
    Kumlara batsam, ayaĝına düşsem,
    Gül Ravzan'a varıp kendimden geçsem,
    Sen sevda iksiri, canım efendim.

    Ay yüzlü, güzel sözlü hem sultanım,
    Fedadır can, canan ve bütün varım,
    Seninle olmaktır en güzel kararım,
    Sen güllerin şahı, canım efendim.

    Buzlar erir içimde bitmez savaş,
    Gönlümde bir hüzün, gözümde yaş,
    Sensizlik içimde kordan bir telaş,
    Kalbimin barışı, canım efendim.

    Alemlere rahmet rüzgarısın sen,
    Kur'an kiliminde en güzel desen,
    Benim de rüyama bir defa gelsen,
    Can dayanmaz oldu, canım efendim.
    Sadullah Çelik