Alemlerin Efendisini, insanlığın kurtarıcısı, gönlümüzün sultanı, Resulullah Efendimiz (s.a.v)’i hangi yazıyla, methiyeyle, şiirle, cümleyle, kelimeyle anlatırsak anlatalım yetersiz ve aciz kalır. Ona ne yazılsa az, ne anlatılsa eksik kalır. Büyük Üstat Necip Fazıl şöyle diyor: Bu eserimde anlatılan bütün eksiklikler benim, bütün iyilikler sizin eseriniz Ya Resulullah O usta kalem ki, aciz kalırken Allah Resulunu anlatmaktan biz bir hiçiz. Hani sevgiliye anlatamasın ya sevgini, kalbin atar kelimeler düğümlenir seçilen bütün kelimeler yetersiz kalır ya, bu sevgi, bu muhabbet, bu ask ondanda ileri. Kainatta hiçbir insan onun kadar sevilmedi. Müminlerin çarpan kalbi, gözündeki yaş, yüreğindeki sevdadır onun sevgisi… Kurtuluşun anahtarı, Rabbine yakın olmanın rehberi, huzur ve mutluluğun kaynağıdır onun sevgisi. Fahri Kainat Efendimiz [s.a.v] ’in sevgisi yaşamımızın ayrılmaz parçası olmalıdır. Resulullah Efendimiz (s.a.v)’in ahlakının esindeyiz kendimizi sorgulamalıyız. Hayatımızı Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in hayatına endekslediğimizde, huzur ve mutluluğu yakalayacağımızdan kimsenin endişesi olmamalı. -O hayat ki, sabrın kalesi -O hayat ki, sevginin anahtarı -O hayat ki, ilmin rehberi -O hayat ki, adaletin timsali -O hayat ki, karanlığın aydınlığı Ve biz bu hayatın neresindeyiz? Onun muhasebesini yapmamız lazım. Her şeyin muhasebesini yapan biz, hayat muhasebemizin çıkmazındayız. Kendimize gelme zamanımız gelmedi m? Çıkmaz sokakları bırakma vaktimiz çoktan geçti. Kaldı ki, öyle bir vakitte yok zaten. Fahri Kainat Efendimiz [s.a.v] çocukluğunda bile örnek bir insandı. Ona insanlar MUHAMMEDÜN EMİN [En güvenilir insan] diyorlardı.Kardeşin kardeşi dolandırdığı çağımızda biz bu hayatın neresindeyiz? Bu kutlu doğum haftasında Resulullah Efendimiz (s.a.v)’i tanımaya ve onun sevgisiyle yanmaya ve kendimizi bulmaya çalışalım.