En Güzel Kuran-ı Kerim Şiirleri KUR'ÂN NE VERSİN? Kabir kapısında, Hakk müjdesini, Cennet göklerinde, “Selam” sesini, Sonsuz saltanatın tek adresini; “İstemem!” diyene, Kur’an ne versin!.. Cübbeye, rütbeye îtibar eden, Şımarık zenginin, peşinden giden, Her yerde kendini köle zanneden, Sefil beyinlere, Kur’an ne versin! Üzüm yerken, bağını hiç sormayan, Kıble desen, bir kerecik durmayan, O temiz (!) kalbini, fazla yormayan, “Çağdaş” müslümana, Kur’an ne versin!.. Kadeh gölgesinde, mertlik taslayan, Günlük alkışlarla, nefsi besleyen, Sanat diye, haramları süsleyen, Şöhret sarhoşuna, Kur’an ne versin ! Taca, tahta, iktidara doymayan, Kendini hiç, o tabuta koymayan, Tebasının, feryadını duymayan; "Sağır sultan"lara, Kur’an ne versin! Ölüler kalksalar, gelseler dile; Andolsun.. Faydası olmaz gafile. Kalbi mühürlenmiş, mağrur cahile; Hakk izin vermezse, Kur’an ne versin! KUR'AN-I KERİM Ne muazzamsın ki asırlar geçti, Hala tazeliğin korumaktasın Dalalete giden küfür yolunu, Kapatıpta Hakk'a çağırmaktasın Adalet boğulmuş her taraf zulüm, Zalime mükafat, mazluma ölüm, İnsanlık arıyor acep ne çözüm? Bendedir diye de bağırmaktasın Anlamıyor insan senin dilinden, Haberimiz yok ki rahmet selinden, Bir seher vakti de zikir telinden, Huzur budur diye duyurmaktasın Ahmet OĞULTARHAN İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de; Bir ibret aranmaz mı ayetlerde ? Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin Ne teze mezara okunmak, ne fal bakmak için İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin Ne duvarlara asılmak, ne el sürülmemek için İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin Ne tezhip, ne sülüs, ne hat yazmak için İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin Ne tapınak, ne nutuk, ne vaaz dini için İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin Ne meslek kaygıları ne kariyer hesapları için İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin Ne erkeği yüceltmek, ne kadını aşağılamak için Ne Araba paye vermek, ne Acemi hor görmek için MEHMET AKİF ERSOY