Kimin İçin Yaşıyoruz?

Konusu 'Manevi Hayatımız' forumundadır ve Lasey tarafından 1 Ağustos 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Kimin İçin?

    Ehl-i dünyanın da ehl-i ukba nın da hikayesi zamanla ilgili.Ömür dediğimiz sınırlı, geri döndürülemeyecek zamanın merkezine kimin veya neyin konulduğu belirliyor sıfatı: Ya dünya ehli ya da ukba, yani ahiret ehli.

    Zamanın hep aynı ritim üzere akmadığının, kalbimize düşen yansımaların hep aynı kalmadığının farkındayız. O zaman dönüp niyetimize, yani kararımıza bakmalıyız. “Hayatım ve ölümüm kimin için? Ne için?”

    Eğer “Alemlerin Rabbi Allah için” diyebiliyor, niyet ve kararımızı samimiyetle bu cümle ile ikrar edebiliyorsak, bir zaman düşsek de düştüğümüz zamana bitişik bir an içinde kalkabileceğiz demektir. Hakikaten korkuyor ve hakikaten ümit edebiliyoruz demektir.

    Soruldu ki: “Bazen kararımı yitiriyorum, yolumu şaşırıyorum.” Denildi ki: “Düşmeden, savrulmadan yürümek azim iş, pek az insanın harcı. Biz belki bin kez düşeriz ama bin birinci kez de kalkarız.”

    Hak Teala, Kitab-ı Kerimi’nde eski zamanların ve gelecek sonsuz zamanların hikayesini bir arada birbirine meczederek anlatırken, bizden kendi zamanlarımızın hangi mecrada aktığını fark etmemizi ihtar eder. Bizi, gözümüzü taştan topraktan ayırıp ebediyete bakanlardan; dünya ehli değil, ukba ehli olanlardan görmek ister.

    Şimdi bütün saatler dünyaya kurulu olsa da biz hakikat erleri olmanın imkan ve zemininin avuçlarımızda olduğunu biliyoruz. Zorluğun içindeki kolaylığa kalbimiz nice zamanlar şahitlik etti. Bir niyetin her şeyi dönüştürdüğünü gözlerimiz nice defalar müşahade etti.

    Kendi zamanımızı kendimize ait kılmak için niyet, dua ve çaba… İnşallah güzel olacak.

    Kimin İçin Yaşıyoruz.