Kibirin dinimizdeki yeri

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Adile tarafından 12 Mayıs 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    İslamiyette kibirin yeri

    Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
    (Kibir, hakka, razı olmamak ve insanları küçük görmektir.) [Müslim]

    Fudayl bin Iyad hazretleri, (Tevazu, ister cahilden, ister çocuktan duyulsa da hakkı tereddütsüz kabul etmektir) buyuruyor. Kabul edemeyen kibirlidir. Kibirli, kendini başkasından üstün görmekle, kalbi rahat eder. Burada başkasını düşünmez. Kendini ve ibadetlerini beğenir.

    Kibir, kötü huydur, haramdır. Allahü teâlâyı unutmanın alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz. Kibirli değilim diyen, kibirlidir. Kibir her iyiliğe engeldir, her kötülüğün anahtarıdır.

    İki âyet-i kerime meali şöyledir:
    (Cehennem, kibirliler için ne çirkin ve ne kötü bir yerdir.) [Nahl 29]

    (Allah, kibredenleri sevmez.) [Nahl 23]

    Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
    (En şerliniz, katı kalbli ve kibirli olandır.) [İ. Ahmed]

    (Kibirli, ahirette Allahü teâlâyı gazaplı bulur.) [Buhari]

    (Allahü teâlâ, kibirliyi alçaltır, tevazu sahibini yükseltir.) [Taberani]

    (Kibirli, Cehennemin en derin ve azabı en şiddetli olan Bolis çukuruna atılır.) [İ. Ahlakı]

    (Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez.) [Müslim]

    (Yiyin, için, giyinin ve sadaka verin, fakat israftan ve kibirden sakının.) [İbni Mace]

    (Hazret-i Nuh, ölürken çocuklarına, “Şirk ile kibirden çok sakının” buyurdu.) [Hakim]

    (Kibir, İblisi Hazret-i Âdem’e doğru secde ettirmemiştir.) [İ. Asakir]

    (Kibirliler kıyamette zerre gibi ayak altında kalır. Herkes onları çiğner.) [Tirmizi]

    (Allahü teâlânın buğzettiği üç kimse: Zâni ihtiyar, kibirli fakir ve zalim lider.) [Tirmizi, Nesai]

    (Kibir, her güzelliğin, [her iyiliğin, her nimetin] âfetidir.) [Deylemi]

    (Kibirli fakire şiddetli azap vardır.) [Müslim]

    (Cehennem, kibirsiz olan müslümana haram olur.) [Beyheki]

    (Kendisine el pençe divan durulmasını isteyen Cehenneme hazırlansın!) [İ. Ahmed]

    (Kibir, hıyanet ve borçtan temiz olarak ölenin gideceği yer Cennettir.) [Nesai]

    (Allahü teâlâ buyurdu ki: Kibriya ve azamet bana mahsustur. Bu ikisinde bana ortak olanı hiç acımadan Cehenneme atarım.) [Müslim]

    Kibir, diğer günahlardan niçin daha büyüktür? Çünkü kibir, yani büyüklük ancak Allahü teâlâya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin hükümdarın tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer. Hükümdarın bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına sahip çıkmak arasında elbette büyük fark vardır. İşte kibirlenmek, Allah’ın emrini yapmamak gibi bir suç değil, bizzat ilah olmak gibi büyük suç oluyor.

    Bu suçun biraz daha aşağısı ilahlığa ortak olmaktır. Hükümdarın maiyetine hakaret eden, onlara üstünlük taslayan ve onları kendi idaresine almak isteyen kimse, bir noktada hükümdara ortak olmuş sayılır. Her ne kadar bunun tahtına oturmak gibi değilse de ona yakındır. Bütün yaratıklar, Allahü teâlânın kullarıdır. Bunlar üzerinde büyüklük, hakimiyet, yalnız Ona mahsustur. İnsanlara bu şekilde kibirlenen, Allahü teâlâya ortak olmuş sayılır.

    Aklı olan, kendini ve Rabbini tanıyan, hiç kibredebilir mi? İnsan aşağılığını, acizliğini, Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir. Bunun için her an her yerde aczini göstermesi, tevazu üzere bulunması gerekir. Büyüklenerek ben demek feyz ve bereketi keser.

    Hazret-i Ebu Bekir buyuruyor ki:
    Kibirden sakının. Topraktan yaratılıp, yine toprağa dönecek olan bir varlığın kibirlenmesi, bugün var, yarın yok olan bir varlığın kendini beğenmesi ne kadar anlamsızdır.