Bana dildârın cefası hoş gelir Nitekim gayre vefâsı hoş gelir Derdi ile hoş geçer dil dilberin Derd sanma kim devâsı hoş gelir Zahm-ı peykânı kızıl güldür bana Bülbülüm hâr-ı belâsı hoş gelir Yâreme merhem durur çün zahm-ı dost Cânıma tîr-i belâsı hoş gelir Ey Muhibbî âleme şâh olmadan Dilberin olmak gedâsı hoş gelir Pâdişâh-ı aşkam u dil defter u dîvân bana Derd u mihnet sözlerin yazdum yeter unvan bana İnlerem tanbur-veş bagrum delindi ney gibi Bezm-i gamda mesken oldı kûşe-i hicran bana Buseye bir can nedür bin can virürdüm can ile Yarım ağız buse ikrar eylese yarum bana Öldürür gerçi ki gamzen aşıka virmez aman Leblerün İsi-nefes her lahza virür can bana Yanayum pervane veş şem-i cemali nurına Şem-i hüsne çün Muhibbi didi dilber yan bana Nitekim Kanuni Sultan Süleyman‘ın söylediği sözlerde bunları ıspatlamaktadır. Canı mı var kimsenün eyleye canan ile bahs Bendeye layık mıdur kim ide sultan ile bahs İtdügi cevr ü cefa bana vefadan yeg gelür Kıymet-i derdi bilen ider mi derman ile bahs Ben de yakdum meclis-i gamda bu gönlüm şemini Eyledüm ta subha dek şem-i şebistan ile bahs Ruhlarını bag-ara gördükde didüm misli yok Oldı mülzem itdügümde ben gülistân ile bahs Şir-i pür-suzun görüp tahsin ide Husrev dahi Ey Muhibbi eyle şimdengirü Selman ile bahs