Kahraman Tazeoğlu Şiirleri Ayrılık Gelmeden Git Sen Kimsesiz bir gökyüzüne lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır, karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör; yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi... çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf her hece aklımın kabristanlarında yankılanan sahipsiz bir ölüm çığlığı, masumiyeti sesimde eskiyen... ve dudaklarımın ucunda bitmek bilmeyen acılı tiryakilikler ve sonrasızlığın deminde keder dökülüyor kağıtlara hâsılı aşk; ölü doğmuş bir çocuk şimdi yüreğimin sevda çukurlarında... hadi yâr kendini al gecelerimden al ve git! zaten bir uzak düştü benimki; ertelenmiş zamanlarda resmedilirken mavinin imkansızlığı, şiirler nice sevdaya küs bakış hüküm giymişken, ezbersiz acılar eşliğinde gözlerinde tükenmek ve ölebilmek kirpiklerinin iz düşümünde hani meçhul bir izbede seninle el ele...! oysa mutluluğu çoktan rehin bıraktım ben bilmem hangi şehrin emanetçisinde ve senden habersiz, adından acılar türetiyorum şimdilerde... dilimin ucuna geliyorsun bir zaman yaşamak soruyorsun! yaşamak; kör bir sancıdır sol yanımda, dönüşsüz bir türkünün kambur sesinde yitip giden...! ve dinledikçe kendimi, kâbus olup büyür geceler karanlığın uğultulu yollarında... ben kaçmak isterken her şeyden gözlerin adına kendime sefer üstüne sefer eylerim. sana çok benzeyen bir şehir olur geçtiğim her yer her yer öylece uzar gider içinde gözlerimin ve bizden çok uzakta mevsim çömezi bir haziran sonbahara uyanır şehr-i İstanbul, gözlerinde bir mavi yangın ve saçlarından dökülür martılar Üsküdar'da pasaklı bir deniz kızının sâhi martılar diyordu bir şair: “martılar ki sokak çocuklarıdır denizin” yani öylesi kimsesiz ve unutulmuş yani morarmış kanatlarında münzevi bir hayat taşıyan sonrası geç kalmış yaşanmışlıklarda bulutsuzluğa prangalı bir çift yağmur damlası, yağmasın diye kulelerde saklanan..! Bu Sonu Önce Ben Yazdım Kimselerin başını bile bilmediği o günlerde ayrılık sevgiyi hissettiğim ilk anda korkum oldu seni bulup bulup yitirdim düşlerimde sonra yeniden buldum yeniden yitirdim bende kalacağın bir yarın kurgulayamadım sevgiyi ve korkuyu birlikte yaşadım bu yüzden bir daha göremeyecekmişim gibi uzun ve derindi bakışlarım her yeni buluşma ilki kadar heyecanlıydı ve sensizlik hep seninleydi... bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini takvimden günleri birer ikişer çalmama aylara yıllara yerleşmeme izin verir miydin görüyor musun farkında olmadan ne çok şey paylaşmışız seninle bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde hayallerin ardından serüvenlere sürüklendik seninle hiç görmediğimiz ülkelerde hayatlar kurar evler döşerdik kısa vadeler seçerdik hayatlarımızı yenilemeye o gün gelmezdi bir türlü vade dolmazdı birileri çıkar yolumuzu değiştirirdi yeni hayaller armağan ederdi bize çocuk olur kanardık sonuna kadar gidilecek yollar yerine böyle kopuk maceralara tutkunduk seviyorduk bir yaz gecesi dolunaydı bana bakmıştın. bende korkularımı yenmiştim bizden başka inanacak kimsem kalmamıştı yorgunduk kazanmak zorundaydık üstelik adımlarımıza güç verecek sağlam zeminlerden yoksunduk içimiz bir kararsa bir daha güneşi göremezdik birbirimize güvendik, bize aşılmayacak dağ taş kalmadı sandık en güzel günlerimizdi o günler bu sonu önce ben yazdım kimselerin başını bile bilmediği o günlerde sonra her şey değişiverdi umutlarımızı yitirdik kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize dostluğun vermiş olduğu lezzeti üretmekten bıkkın kışkırtıcı huysuzluklardan medet umduk ayrı dünyaları özledik kendi peşimizden koştuk başkaları diye şimdi şarkılar söylediğimiz birbirimizin gözlerinde eriyip gittiğimiz puslu gecelerin kokusu burnumda tütüyor beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin bir cennetten bir cennete geçmeliydim itirazım olmazdı sürgünleri bana vermemeliydin. Beni beni böyle bir gecede öldürmeliydin ayrılık çığlıkları kanımı dondururken gemilerimi yakacak çılgınlıklarımı gemleyip kendime ve sana en mutlu bölünmeleri vaat etmiştim benden armağan olacak bütün bensizlikleri reddettin ve ben hiç bilmediğim dokunuşlarınla yüreğimden izlerini kazıdım bu sonu önce ben yazdım