Kadınlar günü şiirleri Dünyadaki Meleğim Dünya ya gelmeden önce, Yalvardım Yaradan a. Ağladım hıçkıra, hıçkıra - Nasıl yaşarım Dünya da? Ulu Yaradan buyurdu: - Gönderdim bir melek Dünya ya - O yemez, seni yedirir. - O giymez, seni giydirir - Ben onu nasıl bilicem? - Sen ona anne diyecen. Elmas Sıla DAĞLI Anacığım Nasıl hatırlamam anacığım nasıl? Kaç geceler bana ninni söylerdi, Hasta olunca oydu başucumda bekleyen, Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl? Uzun kış geceleri masal masaldı. Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar, Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl? Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı. Akşam biraz geciksem yollara düşerdi . Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi. Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl? Bilirim yine kalbinde yerim anacığım. Selam sana Kadınlar Günü İstanbul’dan. Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan, Vefalı ellerinden öperim anacığım. Ümit Yaşar OĞUZCAN Dünya Kadınlar Günü Şiiri Bugün dünya kadınlar günü Aklıma geldi anamın yüzü Mavi mavi iki gözü Ve hep gülen yüzü Bugün dünya kadınlar günü Kadınlara bir gün yetmez Kadınların çilesi hiç bitmez Kadınların çektiğini kimse çekmez Bugün dünya kadınlar günü Anam, bacım, teyzem Size yetmez 8 Mart günü Her gün sizlere kadınlar günü Alpay Türkoğlu Baş Tacımız Kadınlarımı Kadın kadın olmalı, hep güzel hep tomurcuk; Kadın kadın olmalı, açılmış çiçek değil. Kadın kadın olmalı, sevdası yalan değil; Kadın kadın olmalı, yalancı şeytan değil. Kadın kadın olmalı, çarpan bir yürek için; Kadın ana olmalı, güzel çocuklar için. Kadın bizim baş tacımız, sevgi nedir bilirse; Bazen solmuş çiçektir, değerini bilmezse. Yaşar Ertaç Kadınlar Ve kadınlar , bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve karasabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar,, bizim kadınlarımız.. Nazım HİKMET