Kabirlere ibadet etmek

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Lasey tarafından 10 Kasım 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Kabirlere ibadet:

    Kabirlere ibadet ve ölmüş velilerin ihtiyaçlara cevap verdiğine, sıkıntıları giderdiğine inanmak, onlardan yardım ve medet dilemektir.

    Oysa Allah Teala şöyle buyurmuştur:

    ﴿ ۞وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّآ إِيَّاهُ وَبِٱلۡوَٰلِدَيۡنِ إِحۡسَٰنًاۚ ...﴾

    [سورة الإسراء من الآية: ٢٣]

    "Rabbin, yalnızca kendisine kulluk etmenizi ve ana-babaya iyilikte bulunmanızı kesin bir şekilde emretti."[1]

    Aynı şekilde,nebilerin veya salih kimselerin ölülerine; kendilerine şefaat etmeleri veya kendilerini zorluklardan kurtarmalarını istemek amacıyla yalvarıp yakarmak da büyük şirktir.

    Oysa Allah Teala bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ أَمَّنْ يُجِيبُ المُضْطَرَّ إِذَا دَعَاهُ وَ يَكْشِفُ السُّوءَ وَيَجْعَلُكُمْ خُلَفَاءَ الْأَرْضِ أَإِلهٌ مَعَ اللهِ قَلِيلًا مَ تَذَكَّرُونَ﴾ [سورة النمل الآية: ٦٢]

    "(Onlar mı hayırlı) yoksa kendine yalvardığı zaman darda kalana karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hakimleri kılan mı? Allah’tan başka bir ilah mı var? Ne kadar az düşünüyorsunuz?"[2]

    Bazıları kalkarken, otururken, ayağı tökezleyince; ne zaman bir zorluk, sıkıntı veya bela ile karşılaşırsa, şeyhin ya da velinin adını anmayı bir adet ve alışkanlık haline getirir.

    Biri "Ya Muhammed" der, diğeri "Ya Ali" der, öteki "Ya Hüseyin" der, başka birileri de "Ya Bedevî","Ya Geylanî", "Ya Şazilî", "Ya Rıfaî" der.Birisi Ayderus’a yalvarır. Başka birisi Zeynep Hanım'a yalvarır.Bir diğeri de İbn-i Ulvan’a yalvarır.

    Oysa Allah Teala bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ إِنَّ ٱلَّذِينَ تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ عِبَادٌ أَمۡثَالُكُمۡۖ فَٱدۡعُوهُمۡ فَلۡيَسۡتَجِيبُواْ لَكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ ١٩٤ ﴾ [سورة الأعراف الآية: ١٩٤]

    "Allah’ı bırakıp da kendilerine yalvardıklarınız sizin gibi kullardır. Onların ilahlığı hakkındaki iddianızda doğru iseniz,haydi onları çağırın da size cevap versinler bakalım!"[3]

    Kabirlere ibadet eden bazı kimseler onların etrafında tavaf ederler. Köşelerini selamlar, kabirlere ellerini sürerler. Eşiklerini öperler, toprağına yüzlerini sürerler. Kabirleri gördüklerinde onlara secde ederler. Önlerinde boyunları bükük, huşu içerisinde ve zelîl bir şekilde dururlar. Hastanın şifa bulması, çocuğu olmayanın çocuğunun olması veya işinin kolay halledilmesi için istek ve ihtiyaçlarını arz ederler.Hatta kabirdekine şöyle seslenirler:

    "Ey efendim! Uzak yerlerden sana geldim. Ümitlerimi boşa çıkarma!"

    Oysa Allah Teala bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ وَمَنۡ أَضَلُّ مِمَّن يَدۡعُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَن لَّا يَسۡتَجِيبُ لَهُۥٓ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَهُمۡ عَن دُعَآئِهِمۡ غَٰفِلُونَ ٥ ﴾ [سورة الأحقاف الآية: ٥]

    "Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere yalvarıp yakaranlardan daha sapık kim olabilir? (Oysa) onlar (ölüler), onların kendilerine yalvarmalarından habersizdirler."[4]

    Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( مَنْ مَاتَ وَهُوَ يَدْعُو مِنْ دُونِ اللهِ نِدًّا دَخَلَ النَّارَ، وَمَنْ مَاتَ وَهْوَ لاَ يَدْعُو لِلهِِ نِدًّا دَخَلَ الْجَنَّةَ.)) [متفق عليه]

    "Kim, Allah'ın dışında birisine yalvarıp yakararak O'na eş koşar bir halde ölürse, cehenneme girer.Kim de Allah'ın dışında birisine yalvarıp yakararak eş koşmaz bir halde ölürse, cennete girer."[5]

    Bazıları kabirlerin yanında saçlarını kazıtırlar.Bazıları da "Meşhedi haccederken yapılacak ibadetler" başlıklı kitaplar taşırlar."Meşhed" ile kastedilen velilerin türbe ve mezarlarıdır.Bazıları; velilerin kainatta tasarruf sahibi olduklarına, zarar ve fayda verdiklerine inanırlar.

    Oysa Allah Teala bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ وَإِن يَمۡسَسۡكَ ٱللَّهُ بِضُرّٖ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَۖ وَإِن يُرِدۡكَ بِخَيۡرٖ فَلَا رَآدَّ لِفَضۡلِهِۦۚ يُصِيبُ بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦۚ وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ ١٠٧ ﴾ [سورة يونس الآية: ١٠٧]

    "Eğer Allah, sana bir sıkıntı, bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Şayet sana hayır dilerse, o durumda O’nun bu lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, lütfunu ihsanını kullarından dilediğine eriştirir. O, çok bağışlayıcı ve çok rahmet edicidir."[6]

    Kabirlerdeki ölülere mumlar ve lambalar yakarak adak adayanların yaptığı gibi Allah Teala'dan başkası için adakta bulunmak da, büyük şirktendir.

    Büyük şirkin şekillerinden birisi de Allah Teala'dan başkası için kurban kesmektir.

    Oysa Allah Teala bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَٱنۡحَرۡ ٢ ﴾ [سورة الكوثر الآية: ٢]

    "O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes."[7]

    Yani Allah için, Allah’ın adıyla kurban kes.



    Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmuştur:

    (( لَعَنَ اللهُ مَنْ ذَبَحَ لِغَيْرِ اللهِ.)) [رواه مسلم]

    "Allah’tan başkası için kurban kesene, Allah lanet etsin."[8]

    Bazen kurbanda iki haram bir arada bulunabilir:

    -Kurbanı, Allah’tan başkası adına kesmek.

    -Kurbanı, Allah’tan başkasının adını anarak kesmek.

    Her ikisi de kesilen kurbanın etinden yenilmesine engeldir.

    Cahiliye döneminde kesilen ve günümüzde de yaygın olan kurbanlardan birisi de "cinler için kesilen kurbanlardır."

    Cahiliye döneminde bir ev satın aldıkları veya yaptıkları veyahut da bir kuyuyu kazdıkları zaman, cinlerin eziyet vermelerinden korktukları için bunların yanında veya eşiğinde onlara bir kurban keserlerdi.[9]

    Büyük şirkin yaygın örneklerinden birisi de, Allah Teala'nın haram kıldığını helal veya Allah Teala'nın helal kıldığını haram saymak veya Allah Teala'dan başka birisinin bu hakka sahip olduğuna inanmak veyahut da cahiliye kanunlarına ve mahkemelerine isteyerek, gönül rızasıyla, helal kabul edip caiz olduğuna inanarak yargı için başvurmaktır.Allah Teala bu büyük küfrü şu sözünde belirtmiştir:

    ﴿ ٱتَّخَذُوٓاْ أَحۡبَارَهُمۡ وَرُهۡبَٰنَهُمۡ أَرۡبَابٗا مِّن دُونِ ٱللَّهِ ...﴾ [سورة التوبة من الآية: ٣١]

    "(Yahudiler) Allah’ı bırakıp alimlerini (hahamlarını), (hıristiyanlar) da rahiplerini rabler edindiler."[10]

    Adiyy b. Hatim, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu ayeti okuduğunu işitince şöyle demiştir:

    (( إِنَّهُمْ لَمْ يَكُونُوا يَعْبُدُونَهُمْ. قَالَ: أَجَل، وَلَكِنْ يُحِلُّونَ لَهُمْ مَا حَرَّمَ اللهُ فَيَسْتَحِلُّونَهُ، وَيُحَرِّمُونَ عَلَيْهِمْ مَا أَحَلَّ اللهُ فَيُحَرِّمُونَهُ، فَتِلْكَ عِبَادَتُهُمْ لَهُمْ.)) [رواه البيهق]

    "Onlar (Yahudiler), onlara (din adamlarına) ibadet etmiyorlardı."

    Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

    -Tabii ki onlara ibadet ediyorlardı.Onlar (hahamlar), Allah’ın haram kıldığını onlara helal kılıyorlar, onlar da bunu helal kabul ediyorlardı. Allah’ın helal kıldığını onlara haram kılıyorlar, onlar da bunu haram kabul ediyorlardı.İşte bu onların, onlara (din adamlarına) ibadet etmeleridir."[11]

    Allah Teala, müşrikleri (Allah ve Rasûlü’nün haram kıldığını haram saymayan ve hak dîni kendilerine dîn edinmeyen kimseler) olarak nitelendirmiştir.

    Nitekim Allah Teala bu konuda şöyle buyurmuştur:

    ﴿ قَٰتِلُواْ ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَلَا بِٱلۡيَوۡمِ ٱلۡأٓخِرِ وَلَا يُحَرِّمُونَ مَا حَرَّمَ ٱللَّهُ وَرَسُولُهُۥ وَلَا يَدِينُونَ دِينَ ٱلۡحَقِّ مِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ حَتَّىٰ يُعۡطُواْ ٱلۡجِزۡيَةَ عَن يَدٖ وَهُمۡ صَٰغِرُونَ ٢٩ ﴾ [ سورة التوبة الآية: ٢٩]

    "Kendilerine Kitap verilenlerden oldukları halde, Allah’a ve ahiret gününe îman etmeyen, Allah ve elçisinin haram kıldığını haram saymayan ve hak dîni kendine dîn olarak benimsemeyenlerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın."[12]

    Allah Teala bu konuda yine şöyle buyurmuştur:

    ﴿ قُلۡ أَرَءَيۡتُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ لَكُم مِّن رِّزۡقٖ فَجَعَلۡتُم مِّنۡهُ حَرَامٗا وَحَلَٰلٗا قُلۡ ءَآللَّهُ أَذِنَ لَكُمۡۖ أَمۡ عَلَى ٱللَّهِ تَفۡتَرُونَ ٥٩ ﴾ [سورة يونس الآية: ٥٩]

    "De ki: Allah’ın size indirdiği rızıktan bir kısmını helal, bir kısmını da haram bulmanıza ne dersiniz? De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?"[13]


    [1] İsra Sûresi: 23

    [2] Neml Sûresi: 62

    [3] A'raf Sûresi: 194

    [4] Ahkaf Sûresi: 5

    [5] Buhari. Bkz. Fethu’l-Bari: 8/176.

    [6] Yunus Sûresi: 107

    [7] Kevser Sûresi: 2

    [8] Müslim. Bkz. Sahihi Müslim, hadis no: 1978 (Abdulbaki baskısı)

    [9] Bkz. "Teysiru’l-Azizi’l-Hamîd", s: 158 (İfta baskısı).

    [10] Tevbe Sûresi: 31

    [11] Beyhaki, Bkz. Sunenu’l-Kubra: 10/116, Tirmizi hadis no: 3095, Elbanî de "Gayetü’l-Meram", s: 19'da hadis hasendir, der.

    [12] Tevbe Sûresi: 29

    [13] Yunus Sûresi: 59