Kabe-i Muazzama ve Ziyaretin fazileti

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Lasey tarafından 24 Ekim 2017 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    Kabe-i Muazzama'nın Fazileti

    İlahi hakikatlerden nasiplenmek ahirete mahsustur. Bunlardan dünyada nasiplenmek ise ancak müminin mi'racı olan namazda olur. Bu mi‘racda sanki dünyadan çıkıp ahirete varılır ve ahirette verilecek olanlardan faydalanılır. Sanıyorum bu büyük nimete namazda ulaşmanın sebebi, namaz kılan kimsenin, ilâhi hakikatlerin zuhur ettiği yer olan Kâbe’ye dönmesidir. Kâbe şaşılacak bir yerdir. Zira o, süreti ile dünyaya, hakikati ile ahirete aittir. Onun vasıtasıyla namaz da böyle bir özellik kazanmış, süreti ve hakikatiyle hem dünyayı hem ahireti kendisinde toplayan bir ibadet olmuştur. (Mektübât, 1. cilt, 263. Mektup.)

    İsrailoğulları’nın kâbesi olan Beytülmakdis’in kayasının bütün kemalat ve zuhuratı sonunda Kâbe-i Muazzama’ya dönmüş ve bunlar Kâbe-i Muazzama’nın kemalatına eklenmiştir. Zira kenarların mutlaka merkeze bitişmesi gerekir. Kenarlar dosdoğru yol olan merkezle bütünleşmedikçe matluba yol bulamaz. Vah onun Kâbe-i Muazzama’ya kavuşma arzusuna!

    Allah Teâlâ şöyle buyurur:

    “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabed), Mekke’deki (Kâbe)dir: Orada apaçık nişaneler, (aynca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yeten/erin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki Allah bütün âlemlerden müstağnidir” (AH İmrân arge-97).

    Allah’ın lutfuyla Kâbe’nin hakikatine erip sonsuz yükselişlere erişmek nasip olduysa da süretimizin Kâbe’nin süretine olan iştiyakı hâlâ sürmektedir. Artık üzerimize hac farz olmuştur. Ayrıca tam anlamıyla yol emniyeti de sağlanmış durumdadır. İştiyakımız da kat kat fazladır. Bütün bunlara rağmen hac işi sürekli gecikmektedir.

    Sefer hakkında yaptığım istiharelerden olumlu sonuç alamadım. Her defasında iyi bir teveccühle bu işe yönelmeme rağmen yola çıkmam yönünde bir keşif olmuyor ve manevi bakışımda Kâbe’ye ulaşabileceğimi göremiyorum. Ne yapabiliriz ki? Bütün bu mazeretler farz olan bir ibadetin geciktirilmesi için mazeret olamaz.

    Durumum ne olursa olsun Allah’ın tevfikiyle hac farizamı yerine getirmek üzere evden çıkmalı ve yol boyu konakları geçip Kâbe’ye varmak üzere yola düşmeliyim. Şayet Kâbe’ye varabilirsem ne mutlu! Eğer yolda kalırsam tek sermayem ümidimdir.

    “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin” (Tahrim 66/8)