Soru İzzet Nedir? İzzet Ne Demek?

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Lasey tarafından 29 Aralık 2016 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    İzzetli olmak ne demek

    "İzzet"
    in kelime manası, insanın mağlubiyetine mani olan üstünlükler demektir. Bu da onun hakkında öncelik, şeref ve haysiyet, kuvvet ve güç sahibi olmayı ifade eder.
    İnsanı zillete (alçaklığa, kötülüğe) düşmekten alıkoyan bütün üstünlükler, yücelikler ve sahip olunan kabiliyetler"izzet" kapsamındadır. Düşmanı karşısında galip gelen kişi için de ‘izzetli’ denilmiştir. İzzetin karşıtı"zillet"tir.

    İzzet ve şerefin kaynağı Cenab-ı Allah'dır. Dilediğini zillete düşüren, değersiz bırakan ve başarısız eden de O’dur. Ancak izzet de zillet de kullar için sebeplere bağlanmıştır. Allah Azze ve celle kullarını izzete davet etmiş, izzete ulaşmanın vesilelerini açıklamış, izzetin yolunu göstermiştir. Yüce Rebbimiz aynı biçimde kimlerin niçin zillete düştüğü, ne gerekçeyle zelil edildiği de açıkça bildirmektedir.

    Ayet-i kerimelerde beyan buyrulduğu üzere mülkün gerçek sahibi Allah Azze ve celle'dir. O mülkü dilediğine verir ve dilediğinden çekip alır. Dilediğini izzet ile yüceltip aziz kılar, dilediğini de alçaltıp zelil eder. Bütün hayırlar (iyilik, izzet, nimet, zafer, saadet) O’nun elindedir. O’nun her şeye gücün yeter. (al-i İmran, 26)

    İmam Kuşeyri radıyallahu anh, Letaifü’l-İşarat adlı eserinde izzet ile ilgili şu açıklamaya yer verir:

    “Allah Azze ve celle, ayet-i kerimede ‘Bütün izzet Allah’a aittir.” (Fatır, 10) buyurur; başka bir ayette ise “İzzet, Allah’a, Rasulü’ne ve müminlere aittir.’ (Münafikûn, 8) buyurarak, izzetin kendisiyle beraber bu kimselerde de bulunduğunu belirtmektedir. Bu iki ayetteki durumu şöyle açıklayabiliriz:

    Allah Azze ve celle'nin Rablık izzeti, O’nun zatına has bir sıfattır. Resul-i Ekrem Efendimiz'in (s.a.v) ve müminlerin izzeti ise, onlara Allah tarafından bir lütuf ve ihsan olarak verilmiştir. Bu durumda bütün izzet Cenab- Allah’a aittir.”

    Kudsi bir hadiste şöyle buyurulur: “Aziz olan, izzet sahibi ve izzet verecek olan benim; kim dünya ve ahiretin izzetini isterse, aziz olan Allah Azze ve celle'ye itaat etsin.” (Kurtubi, el-Cami li Ahkami’l-Kur’an, 14/295; Nesefi, Medarikü’t-Tenzil, 3/487)

    İzzetli olmak ne demek.


    Nefste toplanan dört vasıf

    İmam Gazali'nin radıyallahu anh ifade ettiği gibi, nefsin yaratılışında dört çeşit vasıf toplanmıştır. Bunları şöyle sıralayabiliriz; yırtıcılık (sebuiyyet), hayvaniyyet (behimiyyet), şeytaniyyet ve rabbaniyettir. Bunlardan hangisi öne çıkar ise insan onunla haddini aşmaktadır, ölçüsünü kaybeder ve ifrata gider. Ona uygun bir arayış içine girer, amaç belirler, onunla izzet bulmak ister, zevklerini tatmin eder, maddiyatını temin derdine düşer.

    Yırtıcılık hali baskın olan ve ona ölçüsüzce kapılan kişi, huzur ve şerefi güç kullanmakta, vurup kırmakta, kabadayılık yapmakta, zayıfı ezmekte, etrafa dehşet salmakta arar. Bütün bunlar zulüm olup sonu zillettir.

    Hayvaniyyet yönü ağır basan kişi bütün şerefi yeme içmede, cinsel arzularını tatmin etmede, giyinip süslenmede, malı, evi, arabası, işi ve sanatı ile övünmekte ve insanlar tarafından övülmekte arar, ancak bulamaz. Zelil olur.

    Şeytaniyet yönü öne çıkan kişi itibarı, akıl ve zeka oyunlarında, hile ve aldatma ile sinsice işler yürütmede, ıslah adı altında bozgunculuk yapmada, insanlara haince tuzaklar kurup kendine muhtaç etmede, iş bilir görünüp adam toplamada, edebiyat ile insan çekmekte arar, lakin bulamaz. Şu nedenle ki yalancıdır, mumu tez söner, tuzakları başına geçer.

    Nefsin karakterlerinden doğan hallerin en tehlikelisi ise, insanın Rabbani tecellillerin vasıflardan dolayı içine düştüğü arayışlar ve kalkıştığı davalardır. İnsanda, Allah Azze ve celle'nin emrinden olan ruh (İsra, 85) bulunduğu için, haddini bilmeyen ve ölçüye uymayan azgın nefsler; izzeti, şerefi, huzuru ve itibarı rububiyet vasıflarında arar. Bunun için başkalarını yönetmek, herkese hükmetmek, hükmünü icra etmek, herkesten hürmet görmek, her yerde adını ve ününü duyurmak, her şeyi bilmek, itaat bağından kurtulmak, kimseye hesap vermemek, ne isterse yapmak gibi kulun sınırlarını aşan şeyleri ister.