İstanbul Kadısının Görev Yeri ve Görevleri

Konusu 'Dini sohbetler' forumundadır ve Lasey tarafından 4 Aralık 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    İstanbul Kadısının Görev Yeri ve Görevleri

    İstanbul-Kadısının-Görev-Yeri-ve-Görevleri.


    İstanbul Kadılığı Mahkemesi’nin belirli bir yeri bulunmadığından, kadılar dâvaları kendi konaklarında dinlerlerdi. Kadı değiştiğinde mahkemenin yeri de değişmekteydi. Ancak 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasının ardından Ağa Kapısı’nın “Fetvahane” adıyla şeyhülislâmlığa tahsis edilmesiyle başta Kazaskerlik ve İstanbul Kadılığı olmak üzere tüm şer’î kurumlar burada toplanmıştır.
    Kadı, nafaka tayini, miras, vasi tayini ve azli, aile dâvaları ve bunlara benzer şer’î dâvalardan başka, esnaf arasındaki şikâyet dâvalarını da dinler ve mevcut ihtilafları çözümlerdi. Kadı, salâhiyeti dışındaki veya halledemediği idarî ve örfî muameleleri Divan-ı Hümayûn’a arz ederek ferman getirtir ve buna göre hareket ederdi. İstanbul ve Bilâd-ı Selâse kadıları her çarşamba günü Bâbıâli’ye giderler ve vezir-i âzamla beraber dâva dinlerlerdi. Çarşamba divanından sonra vezir-i âzam şehre teftişe çıkarsa İstanbul kadısı da beraberinde bulunur, esnafı ve fiyatları teftiş ederdi.8 İstanbul kadısı sadrazamla olan teftişi haricinde bizzat kendisi de belli aralıklarla esnafı denetler, belirlenmiş narhtan fazlasına satanları cezalandırırdı.


    İstanbul kadısı yalnız sur içinde belirtilen dâvalara bakmazdı. Şer’î vazifesine ilave olarak İstanbul şehrine ait ticaret, sanat, el işleri ve iâşeyle ilgili belediye işlerinden de mesuldü. Kadı bu tür belediye işlerinde Asesbaşı, Subaşı, İhtisap Ağası, Mimarbaşı gibi görevlilerden yardım almaktaydı. Kadı bu görevlerin bir kısmını ya doğrudan kendisi görür veya nâiblerini görevlendirirdi.

    İstanbul Kadılığı, nezareti altındaki vakıfların hesaplarına emrindeki muhasebeci vasıtasıyla bakmaktaydı. Yine kadılığın maiyetinde resm-i kısmeti taksim eden “kassâm-ı beledî” ünvanlı görevliler bulunmaktaydı. Osmanlı devlet sisteminin ve idarî yapısının köklü bir değişim süreci içine girdiği XIX. yüzyılda kazâ ve idare alanındaki yetki dağılımı, şer’î mahkemeler aleyhinde sürekli daralmıştır. Öncelikle ticaret mahkemelerinin kurulması, kadıların esnaf üzerindeki denetim haklarının mahallî idarelere devredilmesi, vakıfların yönetiminin Evkâf-ı Hümayûn Nezareti’nde toplanması, Emvâl-i Eytâm İdaresi’nin kurulması, asayiş ve güvenliğin Zaptiye Nezareti’nce sağlanması şer’î mahkemelerin bu alanlardaki yetkilerine son vermiştir.

    Görüldüğü gibi kadıların sahip oldukları geniş yetki alanları XIX. yüzyılda büyük oranda sınırlandırılmıştır. Bu gelişmelerin, kadı sicillerini de doğrudan etkilediği XVI.-XVIII. yüzyıllardaki sicillerin muhteva zenginliği yanında XIX. yüzyıl sicillerinin daha sönük kalmasından anlaşılmaktadır.