İslamiyetin doğuşu ve yayılışı özet

Konusu 'Hz.Muhammedin hayatı' forumundadır ve Eylül tarafından 22 Ocak 2014 başlatılmıştır.

  1. Eylül

    Eylül Moderatör

    İslamiyetin doğuşu ve yayılışı kısa özeti

    İslamın doğuşu ve gelişimî. “Yaradan Rabbinin adıyla oku” (Alak 1-5) buyruğuyla başlayan ilk vahiy, Hz. Muhammet’e, kırk yaşını doldurduktan 6 ay sonra Ramazan ayının yirmi yedinci gününe rastlayan gecede, her sene 6 ay boyunca gidip itikâfa çekildiği Hira dağındaki mağarada geldî.
    Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam ’e ilk buyruğun inişi ile dinin insanlara duyurulmasına ilişkin verilen buyruk arasında geçen süreye İslam tarihçileri fetret derler.

    Bunun ekseriyetle 3 sene sürdüğü kabul edilîr. Bu dönemde Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam ’e inanan yalnızca dört kişiydi: Eşi Hz. Hatice, azatlı kölesi Zeyd b. Haris, amcaoğlu Hz.Ali ve en yakın arkadaşı Ebû Bekir. “Rabbi’nin nimetine gelince, onu başkalarına durma anlat” (Duha XCIII, 11) buyruğunu alınca, artık İslâm
    yalnız yakın ölgelere duyurulan bir öğreti olmaktan çıkarak, tüm insanlığa duyurulması gereken bir din durumuna geldî.

    Bunu “evvel en yakın hısımlarını uyar” (Şuara) ayeti izledî. Yalnızca, Peygamber’in ailesi bu çağrıyı reddettî. Bunun üzerine Safa tepesine çıkan Peygamber, Allah buyruğunu tüm Mekkelîlere duyurdu. Bu girişim sonunda 6 kişi daha İslama geldi: Ebû- zer Gıfâri, Sâad b. Ebû Vakkâs, Zübeyîr b. el-Avvam, Abdurrahman bin Âvf, Talha b. Ubeydûllah ve Osman. Öte yandan, Mekkeli yöneticiler ise, bu yeni akımı önlemek içini zulmü bile içeren çeşitli önlemler almaya başladılar. Buna karşın İslam, hızla yayıldı: Bil ali Habeşi, Amir b. Fûhey, Emmül Ubeys vb. Yeni dinin 4. senesinde Peygamber’in amcası Hz. Hamza ve Hz. Ömer’in İslâmı kabul edişleri bir dönüm noktası oldu.

    İslamın 5. senesinde Müslümanlara karşı Mekke’de baskının artması üzerine Peygamber’in izni ile bir grup Müslüman Habeşîstan’a göçtü. Öte yandan, Mekke’de kalan Müslümanları Kûreyşliler, her çeşit toplumsal haklarından mahrum bıraktılar. Peygamber bunun üzerine yakın dostlarının bulunduğu Taîfe gittiyse de, orada umduğunu bulamadığı gibi, üstelik kentten de kovuldu. Yanlızca, Peygamber bu başarısızlıklarına karşın, İslamlığı yayma çabasından hiçbir zaman vazgeçmedî.
    Sonuçta İslamlığın Medine’de bir yılda geniş ölçüde yaygınlaşması üzerine Mekke’deki Müslümanlar Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam’in önderliğinde Medine’ye göçtüler. Böylelikle Medine dönemi denen bu süreçte Peygamber, İslamlığı yaymaya çalışan bir din kurucusu olarak değil de, çevresindeki kabileler, kentler ve devletçiklerle antlaşmalar yapan, savaş açan, barış imzalayan bir devlet başkanı kimliğine büründü.

    İslamlığı yayma göreviniyse sahabe "Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam’in yakın arkadaşları" üstlendi. Bu arada, Mekkeli müşrikler "İslama karşı çıkanlar" Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam’ ve önderliğinde yayılan dini ortadan kaldırmak için Bedîr, Uhûd, Hendek seferlerini düzenledilerse de başarısızlığa uğradılar. Bilhassa Hendek Savaşı’ndan sonra İslamlık Arap kabileleri arasında hızla yayıldı.

    Hicret’in 8. yılında Mekke’ nin alınması ve Kabe’deki putların Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam tarafından kırılması sonucu tüm Yemen İslamlığı benimsedi. Hicret’in 9. yıIında Güney Irak’ta Semave bölgesinden Aden körfezine kadar tüm Arabistan yarımadası İslamlığı resmen kabul ettî. Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam, bu tek tanrılı son dini yarımadada egemen duruma getirirken; Bizans, Habeş ve iran hükümdarlarına ulaklar aracılığıyla gönderdiği mektuplarla İslama çağırdı. Ancak, hepsinden de red yanıtı aldı.

    Hz- Muhammed Aleyhi salatu vesselam ’ın Hicret’in 10. yılında Medine’de vefatı üzerine kan veya evlilik yoluyla akraba ve hısımı durumundaki dört sahabesi onun ardından İslam topluluğunun önderi oldular. Bunlar halîfe unvanıyla anıldılar.