İslam'ın inanç esasları nelerdir, İslam Dininin temel inanç esasları

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Lasey tarafından 4 Aralık 2018 başlatılmıştır.

  1. Lasey

    Lasey Admin

    İslam'ın inanç esasları nelerdir, İslam Dininin temel inanç esasları

    İslam'ın İnanç Esasları


    İslam dinine göre bir kişinin mümin olabilmesi için Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadeti kalben kabul edip dil ile ifade etmesi gereklidir. Bu, imanın en kısa ve özlü şeklidir.

    Kelime-i Tevhid: Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah (Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Muhammed onun elçisidir.).

    Kelime-i Şehadet: Eshedü enla ilahe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühů ve Resuluh (Ben Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna inanır ve taniklik ederim.).

    Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehådeti gönülden inanarak ifade etmek, İslam'a göre kişiye mümin olmanın kapısını açar ve onu kurtuluşa götürür. Bu şekilde iman ediş Yüce Allah'ı (c.c.), vahyini ve onun elçisini kabul etmeyi gerektirir. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) tebliğ ettiği bütün ilahi mesajları kabul etmeyi içerir. İmanın ilk derecesi ve temel direği budur. Çünkü Yüce Allah'ı (c.c.) yegâne ilah ve yaratıcı olarak tanıyan, Hz. Peygamber'i (s.a.v.) onun elçisi olarak kabul eden bir kişi, diğer iman esaslarını ve Hz. Muhammed'in getirdiği dini de toptan kabul etmiş demektir. İnanılması gereken hususlar tek tek söylenmediğinden bu şekilde iman etmeye İslam'da "lcmali iman" (Toptan İman) denir.

    Mümin olmak için icmali yani toptan iman etmek yeterli olmakla birlikte, İslam dininin diğer hükümlerini ve inanılması gerekli şeylerin hepsini de öğrenmek gerekir. Çünkü müminin imandan sonra İslam'ın temel inanç esaslarına yönelmesi ve bunlar hakkındaki bilgisini daha üst düzeye çıkarması gerekir.

    İslam'da inanılması gereken şeylerin her birine açık ve geniş bir şekilde ayrıntılı olarak inanmaya "Tafsili Iman" (Ayrıntıl Iman) denir. Bu imanın da üç derecesi vardır: Birinci derecesi, icmali imana göre daha geniş olan Yüce Allah'a (c.c.), Hz. Peygamber'e (s.a.v.) ve ahiret gününe kesin olarak inanmaktır. İkinci derecesi, Amentü'de ifade edilen esaslardır. Yani Yüce Allah'a (c.c.), meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kaza ve kadere, ahiret gününe iman etmektir. Bu derecede olan mümin işin bilincindedir. Neye, niçin inandığını hem kendisine hem de başkalarına açıklayabilen kişidir. Üçüncü derece ise Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bildirdiği itikadi, ahlaki, ameli bütün dini hükümlerin hepsini Allah (c.c.) ve elçisinin kastettiği şekilde tek tek ve ayrıntılarıyla onaylayıp inanmaktır. İmanda bu derecedeki kişi namaz, oruc, zekât ve diğer farzları, helal ve haram davranışları öğrenip bütün bu emir ve yasakları gönülden tasdik eder. Emredilen ve yasaklanan dini hükümleri istekle yerine getirir, bunları bir yük olarak görmez. Helal ve haram konusunda dikkatli davranır. Kendisi için istemediği şeyleri başkası için de istemez. İnsanı küçültücü tutum ve davranışlardan uzak durur. Bu şekilde iman etmek, imanın en üst derecesi olarak kabul edilir.

    İslam dininde iman esasları, "inandım" anlamına gelen ve bu esasları en kısa ve öz olarak içeren metni adlandırmak için kullanılan "Amentü" terimiyle ifade edilir.

    Amentü'nün metni:

    "Ämentü billâhi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusulihi ve'l-yevmi'l-ahiri ve bi'l-kaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti hakkun. Eshedü enlâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühů ve Resulüh."

    Amentü'nün anlamı:

    "Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inandım. Öldükten sonra diriliş haktır. Ben Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna inanır ve tanıklık ederim."

    İslam dininde iman esaslarının temelinde, zikredilen altı esas olmakla birlikte Kur'an'da ve sahih hadislerde zikredilen her şey bir bakıma inanç esasıdır. Gıybetin, iftiranin, yalan söylemenin vb. kötü olduğuna inanmak Kur'an-ı Kerim'de yer aldığı için inanç esaslarıyla ilişkilidir. Ancak bunlardan sakınmak ahlaki bir görevdir. Ahlaki bir hüküm olmalarına karşın, bunları kabul etmeyen dinine zarar verirken bunlara uymayan kişi, sadece gayriahlaki davranmakla suçlanır. Ancak İslam'da iman esasları denilince akla gelen Allah'a (c.c.), meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kadere ve ahiret gününe inanmaktır. Bu esaslar, itikat esasları olarak da isimlendirilir.

    İslam inanç sisteminin özünü ve temelini Yüce Allah'a (c.c.) iman oluşturur. Allah'a (c.c.) iman, en genel anlamıyla Allah'ın varlığına ve birliğine inanmaktır. Allah'a (c.c.) iman aynı zamanda insanın dünyaya geliş amacıdır. İnsanın yeryüzündeki asıl görevi, evreni yaratan yüce yaratıcıya inanmak ve onun emirlerini yerine getirmektir. Allah (c.c.) kelimesi, varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan yüce varlığın adı olup aynı zamanda kendisine inanılan ve ibadet edilen yüce varlığın da özel ismidir.

    Allah'ın (c.c.) zorunlu varlık olması, Allah'ın (C.c.) yokluğunun düşünülemeyeceğini, var olmak için başka bir varlığın onu var etmesine ihtiyacı olmadığını, dolayısıyla onun evrenin yaratıcısı ve yöneticisi olduğunu ifade etmektedir. Bütün övgülere layık olması ise yetkinlik ve aşkınlık ifade eden isim ve sıfatlarla nitelendirildiği anlamına gelir. İfade edildiği gibi Allah (c.c.) kelimesi, yine gerçek ibadet edilen varliğin ve tek yaratıcının özel ismi olarak kullanılır. Bu sebeple bu kelime, ondan başka bir varlığa isim olarak verilmemiştir. Bu kelimenin çoğul sekli de yoktur.


    İslam inancına göre Allah (c.c.), birdir ve tektir. Bu bir oluş sadece sayı yönüyle bir "bir"lik değildir. Onun bir oluşu zatında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiilerinde eşi ve benzeri olmayışı açısındandır. Bu birlik ise "tevhid" kavramıyla ifade edilir. Tevhid, Allah'ı (c.c.) zatında, sifatlarında ve fiillerinde birleme, tek ve eşsiz olduğuna inanma, ona hiçbir şeyi ortak koşmadan ibadeti yalnızca onun için yapma anlamına gelir. Tevhid, İslam inancının temeli ve özüdür. Bu nedenle İslam'a "tevhid dini" denir. Bunun gereği olarak Yüce Allah, hem düşünce hem de davranış olarak tevhid anlayışına zarar verebilecek her türlü fillden uzak tutulur. Kur'an'da İhlas suresinde Allah'ın (c.c.) bir olduğu, hiçbir şeye muhtaç olmadığı, doğurmadığı ve doğurulmadığı, onun hiçbir denginin bulunmadığı buyrulur.(25) Kâfirûn suresinde de ibadetin ancak Yüce Alah'a (c.c.) yapılacağı vurgulanır.(28) Yüce Allah'a inanmak, ergenlik çağına gelmiş ve akilli her insanın ilk ve asıl sorumluluğudur.