İslamın Altın Çağı

Konusu 'Dini sohbetler' forumundadır ve Adile tarafından 15 Kasım 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    11. yüzyıl dolaylarından kalma, el-Biruni tarafından yapılmış ve Ay'ın farklı evrelerini gösteren bir çizim.

    İslam'ın Altın Çağı ya da İslam Rönesansı olarak adlandırılan [1] 8. yüzyıldan 13. yüzyıl'a kadar[2] İslam dünyasının yükselişini ifade eden dönemdir. Bazıları bu dönemin 15. yüzyıla bazıları ise 16. yüzyıl'a kadar sürdüğünü iddia ederler. Bu dönem esnasında, İslam dünyasında mühendisler, bilginler, tüccarlar; sanata, tarıma, ekonomiye, sanayiye, hukuka, edebiyata, gemiciliğe, felsefeye ve bilime ve teknolojiye eski adetleri koruyup yenilerini ekleyerek katkıda bulundu.[3] Howard R. Turner: "Müslüman sanatçılar ve bilim adamları, prensler ve işçiler birlikte benzersiz bir kültür yarattı, doğrudan ve dolaylı olarak, her kıtada toplumları etkiledi." der.[3]

    Bu dönemde Doğu medeniyeti, Batı'ya karşı oldukça büyük bir üstünlük kurmuş, özellikle bilimsel ve teknolojik anlamda birçok gelişme göstermiştir. Doğu'da olan gelişmeler Avrupa'ya Haçlı Seferleri sonucu ulaşmıştır.

    Bazı tarihçiler 16. yüzyılda hilafeti eline geçiren ve dünyaya yön veren bir imparatorluk haline gelen Osmanlı Devleti'nin de İslam'ın Altın Çağı'na dahil olması gerektiğini savunur.

    İslam'ın Altın Çağı'nda yaşayan en önemli alimler El-Birûni , Farabi , İbn-i Sina , Harezmi , İbn-i Türk , Ömer Hayyam , El Gazali'dir.
    Vikipedi, özgür ansiklopedi



    Bu devirde yapılan çalışmalar


    İslam'ın temel esaslarını içeren Kur'an'ın daha iyi anlaşılması ve insanların yararına sunulması ihtiyacı İslami ilimlerin doğmasına ortam hazırladı. İslami ilim dalları Abbasiler devrinde medreselerde oluşturuldu. Başlıca dallar şöyleydi;

    Tefsir: Kur'an ayetlerini açıklayan ilim dalıdır. Yazarlarına müfessir denir. Abdullah bin Mesud ve Taberi bu ilmin kurucularıdır.
    Hadis: Hz. Muhammed'in sözlerini açıklayan ilim dalıdır. Yazarlarına muhaddis denir. Buhari ve Müslim ünlü muhaddislerdir.
    Fıkıh: İslam hukuk kurallarını (Şeriat), içeren ilim dalıdır. İslam hukukçularına fakih, verdikleri kararlara da içtihat adı verilir. Ebu Hanife ve İmam Şafii meşhur fakihlerdendir.
    Kelâm: Akıl ve mantık yoluyla Allah'ın birliğini ispatlayan ilim dalıdır. Ünlü kelamcılar Farabi, İbn-i Sina ve İmam Gazali'dir.
    Tasavvuf: Allah'ı tanımayı ve ona kalp yoluyla yakınlaşmayı amaç edinen ilim dalıdır. Tasavvufla ilgilenenlere mutasavvıf denir. Hallac-ı Mansur, Muhyiddin ibn Arabi ve Mevlana Celaleddin-i Rumi başlıca mutasavvıflardandır.

    Abbasiler devrinden itibaren, çeşitli görüş ayrılıkları nedeniyle mezhepler oluştu. Bugün Sünnilik, Şiilik ve Haricilik olmak üzere üç ana mezhep ve bu mezheplerin kolları vardır. Din ve hukuk konularına onlarca Müslüman din adamı çeşitli çalışmalar yaptı. Bu konu üzerine en çok çalışmaları Gazali yaptı. Gazali, Müslümanlık inancı ile ilgili yoğun çalışmalar yapmış ve birçok kitap sunmuştur. Bu eserlerin en ünlüsü İhya'u Ulumiddin ve Kimya-yı Saadet'tir.

    Selçuklular dönemindeki dini inanışa hoşgörü hakimdi. Mevlana ve Yunus Emre yazdıkları eserlerle hoşgörüye büyük katkıda bulundular. Osmanlılar zamanında din ve hukuk alanındaki çalışmalar zirveye ulaştı. Yavuz Sultan Selim zamanında Zenbilli Ali Efendi, Muhteşem Süleyman zamanında ise İbn-i Kemal ardından Mevlana Ebussuud Efendi verdikleri fetvalar ve yazdıkları kitaplarla din ve hukuk alanında önemli çalışmalar yaptılar.