İslami bebek isimleri ve anlamları 2012 ABİDE : Anıt – Değerli eser AÇELYA : Fundagiller familyasından, kokusuz ama güzel renkli çiçek. ADİLE : Adaletli olan, doğruluktan ayrılmayan. ADALET : Hak , hakkı gözetmek. AFET : İnsanlığın önleyemediği büyük doğal felaket AFİFE : Namuslu, iffetli, temiz ve dürüst AFİTAP : Güneş – Çok güzel AFŞAR : Atak, uyumlu, Oğuz boylarından birinin adı (Avşar) AHSEN : En güzel, Çok güzel AHU : Ceylan, karaca, maral – Güzel kadın AJDA : Filiz, sürgün – Üzeri çentik çentik olan şey AKİFE : Sebatlı, kararlı – İbadet eden AKASYA : Küçük sıra yapraklı, süs için yetiştirilen bir ağaç.Salkım ağacı AKGÜL : Beyaz gül, gül gibi AKGÜN : Aydınlık gün ALARA : Al + ara. Al=Kırmızı, ara=bezeyen, süsleyen , Kırmızı süs anlamında bir tamlama ALARCIN : Güzelliğini ateşin kırmızılığından alan ALÇİN : Kırmızı renkli küçük bir kuş türü ALEV : Ateşin çıkardığı yalım ALEYNA : Esenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan ALİYE : Yüce, yüksek ALTAN : Kızıl Şafak ALTIN : Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken) ANDAÇ : Bir kimseyi hatırlamak için saklanan şey, hatıra ARİFE : Tecrübeli, bilgili, sezgi ve anlayışa sahip ARZU : İstek, özlem eğilim ASENA : Türk Mitolojisinde Ergenekon destanında adı geçen dişi kurt ASİYE : Acılı kadın / Direk ASLI : Kök, köken – Aşık Kerem’in sevgilisi ASLIHAN : Kökeni soylu han soyundan ASRIN : Çağdaş, bu asıra ait olan ASU : Asi, ehlileşmeyen huysuz at – İsyankar ASUDE : Sessiz, sakin dinlendirici ASUMAN : Gök, gök kubbe, sema ASYA : Yeryüzünün anakaralarından (kıta) birinin adı AŞKIN : Aşmış, ileri, üstün/ Senin aşkın ATEŞ : Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması ATIFET : Karşılık beklemeden gösterilen sevgi, iyilik sever ATİKE : Özgür – Soylu – Güzel, genç kız AYBEL : Ay gibi dikkat çeken, aya benzeyen güzelliğiyle farkedilen, seçilen AYBEN : Ay gibi. Ayın kendisi AYBÜKE : Ay gibi parlak, aynı zamanda zeki, akıllı AYCA : Ay gibi parlak ve aydınlık AYCAN : İçi aydınlık AYÇA : Ayın ilk günlerde aldığı biçim, hilal AYÇİN : Ayçın, ay gibi, aya benzer AYDA : Dere kıyılarında yetişen bir bitki – Parmakları, endamı güzel kadın AYDİL : Güzel, parlak, aydınlık gönül AYFER : Ay ışığı AYGEN : Gönül dostu AYDAN : Aya benzer ay gibi AYGÜL : Ay gibi güzel ve parlak renkli AYLA : Kadın, eş zevce /Ayın çevresindeki ışıklı daire AYLİN : Ayın çevresinde görülen ışıklı daire AYNUR : Ay gibi ışıklı, pırıl pırıl AYPARE : Ay parçası AYSEL : Ay gibi parlak ve güzel AYSEN : Aydan farksız, ayın yerdeki benzeri, güzel sevimli AYSU : Ay gibi parlak, berrak su AYSUN : Ay gibi güzel ve parlaksın AYŞAN : Şanı ay gibi parlak olan AYŞE : Yaşam, dirlik, AYŞEGÜL : Güleç, güler yüzlü AYŞEM : Ay ışığı AYŞEN : Ay gibi neşeli, parlak ve aydınlık AYŞENUR : Nur gibi parlak, pırıl pırıl, ay gibi güzel AYŞİN : Ay gibi, aya benzeyen AYTAÇ : Ay gibi taçlı AYTEN : Ay gibi beyaz tenli AYTÜL : Tül gibi şeffaf ve ince ay ışığı gibi parlak AZİME : Azmeden, yapmak için kesin kararlı / iri, kemikli yapılı AZİZE : Kutsal, ermiş kadın – Sevgi hitabı AZMİYE : Niyetli, kararlı AZRA : Bakire, el değmemiş BAHAR : Doğanın canlandığı mevsim BAHRİYE : Donanma ve denizle ilgili BALCA : Bal damlası, bal gibi BALIM : Tatlım – Çok sevgili, samimi arkadaş BANU : Ev kadını , bayan BARAN : Yağmur BAŞAK : Tahılların tanelerinin bulunduğu kısım BAŞAR : Başarılı ol anlamında BEDİA : Güzellik, üstün değerli olan BEDİHE : Başlangıç – Güzel söz BEGÜM : Saygıdeğer kadın, hanımefendi – Hint prenseslerine verilen san BEHİCE : Şen güler yüzlü BEHİRE : Güzel, asil BEDRİYE : Ayın on dördüncü geceki haliyle ilgili BEHİYE : Güzel ve alımlı kadın BELGİN : Açık. belirli, farkedilen BELİN : Şaşkınlık, hayret BELKIS : Yunanca asıllı olup Arapçaya geçen tarihi bir isim BELMA : Sakin, yumuşak BENAN : Parmakla gösterilecek kadar güzel BENGİ : Sonsuz, sonsuzluk BENGİSU : İnsana ölmezlik verdiğine inanılan su / Abıhayat BENGÜ : Sonu olmayan, ebedi BENGÜL : Üzerinde benekler bulunan gül BENİAN : Beni-an. Beni anımsa BENSU : Su gibi aziz benlik BERAY : Ayın en ışıltılı, en parlak hali BERFİN : Kar toplayan BERİA : Güzellik ve olgunlukta akranlarından üstün olan BERİL : Mücevher olarak da kullanılan bir tür maden BERİN : Manen çok yüksek BERNA : Genç, delikanlı BERRA : Bereketli olan BERRAK : Temiz, saf, arınmış BERRİN : Manen çok yüksek, yüce yaradılışlı BERŞAN : Bir peygamberin din ve kitabını kabul eden BESTE : Ezgilerin özgün dizimi, BESTEGÜL : Gül demeti BETİGÜN : Beti:Yüz (Bet benizdeki gibi) Gün: Aydınlık, Aydınlık yüz BETİL : Temiz, iffetli BETÜL : Ayrı kök salmış fidan – Hz.Meryem’in lakabı – Bakire BEYHAN : Bey soyundan BEYZA : En beyaz, en ak – Günahtan kaçınmış BİKE / BİKEM : Kadın, hanım BİLGE : Çok bilen ve bildiklerini başkalarının yararına sunan BİLLUR : Pek duru ve temiz cam BİLUN : Yarım Ay BİNGÜL : Bin gülün güzelliğinde BİNNAZ : Çok nazlı BİNNUR : Çok nurlu BİRCAN : Herkesçe sevilen, candan BİRCE: Biricik, bir tane BİRGÜL : Tek ve benzersiz gül BİRİCİK : Tek, bir tane, emsalsiz BİRSEN : Yalnız Sen anlamında BİHTER : En iyi BİRSU : Özel bir su biricik su gibi BUCAK : Genellikle, geniş verimli bakımlı alanlara verilen ad (Köşe bucaktaki anlamı gibi) BUKET : Çiçek demeti BURCU : Güzel ve etkileyici kokunun salgılanışı BUSE : Öpmek, öpüşmek, öpücük BURÇAK : Tohumları kullanılan bir bitki türü BURÇİN : Dişi geyik BÜŞRA : İyi haber CANAN : Sevgili, yar CANDAN : Yürekten, içten CANEL : İçten CAHİDE : Çalışan, çaba gösteren CANKAT : Yaşamına can ekle, sevinçle dol CANSEL : Cana dair, canla ilgili CANSIN : İçten, gönüldensin CANSU : Cana benzer değerde CAVİDAN : Ebedi, sonsuz CELİLE : Büyük, ulu CEMİLE : Hoşa giden davranış CEMRE : Önce havada, sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi CENNET : Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer CEREN : Ceylan, ahu CEVHER : Bir şeyin özü – Güç, enerji – Değerli taşlar CEVRİYE : Eziyet, cefa, sıkıntı CEYDA : Yararlı, herkese iyilik yapan CEYLA : Farsça kökenli bir kelime insan soyu demek. Ceyla insanlığa atfedilmiş, bağışlanmış. CEYLAN : Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan CEYLİN : Farsça kökenli. Cennetin kapısı anlamında CİHAN : Evren, alem CİLVENAZ : Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı bir arada bulunduran CİHANNUR : Alemi aydınlatan nurlu ışık ÇAĞLAYAN: Şelale ÇAĞLA : Badem, erik ve Kayısı gibi meyvelerin ham hali ÇAĞRI : Davet ÇİÇEK : Bitkilerin üreme organlarını taşıyan renkli bölümü ÇİĞDEM : Zambakgillerden bir tür kır bitkisi ÇİLER : Güzel öten, güzel ötüşlü ÇİLAY : Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler ÇİSEM : Çiseleyen yağmur ÇOLPAN : Gözleri uzağı iyi gören DAMLA : Bir sıvının küçük parçacığı DEFNE : Yaprakları güzel kokulu, yaz kış yeşil olan bir ağaç türü DELFİN : Yunus balığı DEMET : Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek DENİZ : Yeryüzünün 3/4′ünü oluşturan tuzlu su tabakası DEREN : Derleyen, toplayan DERİN : Yüzeyi, tabanından uzak olan DERYA : Deniz, çok bol, gönül DESTAN : Kahramanlık olaylarını konu alan şiir DESTE : Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin bir arada bağlanması DEVRAN : Talih, kader DİBA : Çiçek desenli ipek kumaş – Sevgilinin yüzü DİCLE : Güneydoğu bölgemizde bir nehir DİCLEHAN : Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim DİDE : Göz (Arapça) DİDEM : Gözüm DİLAN : Gönül dostu, gönüldaş DİLARA : Gönül alıcı, sevgili DİLAY : Gönlü ay gibi parlak, ışıklı olan DİLBERAN : Dilberler, güzeller DİLBERAY : Ay gibi güzel kadın DİLDAR : Birinin gönlünü almış, sevgili DİLEK : İstek, arzu DİLER : İsteyen, dileyen DİLHAN : İçten, samimi söylenen DİLRUBA : Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan DİLŞAD : Gönlü hoş DOLUNAY : Ayın tam olarak görünen biçimi, DÖNDÜ : Henüz evlenmemiş kız DURU : Saf, berrak DUYGU : His, gönülde uyanan yankı ya da tepki DÜRDANE : İnci tanesi DÜRRİYE : İnci gibi parlayan DÜNYA : Yeryüzü EBRU : Hare gibi dalgalı kumaş ECE : Ulu / İleri gelen ECEHAN : Yönetici konumundaki ece,kraliçe ECEM : Kraliçem, benim sultanım EDA : Anlatış yolu ve biçimi / Sevimli olma hali EDİBE : Edepli, terbiyeli – Edebiyatla uğraşan, yazar EDİS : Benzerlerinden üstün, yüce EFSER : Taç EFTALYA : Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya’dan EGE : Bir çocuğu koruyan, ondan sorumlu olan – Bir deniz EKİM : Ekme, yetiştirme – Yılın onuncu ayı EKİN : Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür ELA : Sarıya çalar kestane rengi ELÇİN : Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne ELİF : Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık saçan güzel kız ELMAS : Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş ELVAN : Renkli, renk renk / güzel kokuların yayılması EMEL : Güçlü istek / Umulan ve beklenen şey EMİNE : Güvenilir, inanılır kimse ENGİN : Uçsuz bucaksız genişlikte – Denizin karadan uzak geniş bölümü ENİSE : Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş ERDEN : Bakire – El sürülmemiş yer ERGÜL : Erler içinde seçkinleşen, erlerin gülü ERTAÇ : Erkeklerin baş tacı olmuş güzel ESEN : Sağ salim, rahat, mutlu sağlıklı ESER : Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt ESİN : Rüzgar / İlham /İçe doğan duygu ve düşünce ESMA : Adlar , isimler ESMERAY : Ay güzelliğinde esmerlik ESRA : Arapça seri kelimesinden (ard arda sıralanan)’den esra EVREN : Var olan şeylerin tümü – Felek, cihan EVRİM : Değişim ve gelişmeler dizisi EVŞEN : Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir EYLEM : Değişiklik doğuran davranış, iş EYLÜL : Yılın 30 gün süren 9. ayı (Güz’ün başlangıcı) EYŞAN : Şanlı güzel, güzelliği ile ünlü EZRA : Sözü, konuşması düzgün EZGİ : Belli bir kuralla yaratılan, duygu meydana getiren ses dizisi, şarkı, türkü