İslamda yetim hakkı yemek

Konusu 'Dini sohbetler' forumundadır ve Eylül tarafından 3 Mart 2014 başlatılmıştır.

  1. Eylül

    Eylül Moderatör

    Yetim Hakkı

    Yetimler toplumun emanetidîrler. Yetimlere karşı alakasız kalmak, onları şefkatsizliğin, sevgisizliğin, güçsüzlüğün ve yalnızlığın kaderine terk etmek, topyekûn herkesi sorumlu kılar. İslamın yetimlere (öksüzlere) karşı topluma tevdi ettiği bu görev pasif değil haddi zatında devletten ferde kadar uzanan, aksatılmadan her daim yürütülmesi gereken bir vazifedir. Nitekim bu hususta Hz. Muhammed Aleyhî salatu vesselam şöyle buyurmuştur:

    “Müslüman halk içinde en hayırlı aile yuvası, içinde bir yetimin barındırıldığı ve ona iyi davranıldığı yuvadır. Müslüman halk içinde en kötü aile yuvası, bir yetimin barındırıldığı esnada ona kötü davranıldığı yuvadır.” (İbn Mace)


    Dinimiz yetimlere küçüklüğün den faydalanarak malını yemeyi ve yetimlerin hakkını ihlâl etmeyi yasaklamıştıır. Yetim hakkı yiyenler hakkında Cenab-ı Allah, “Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.” (Nisa, 10) buyurarak bizleri uyarmaktadır.

    Yetim hem şahısları hem de malları açısından velayet/himaye altına alınmıştır. Bu yüzden, Kur’an da 20'den çok ayet-i kerimede yetimlerden söz edilmiş ve onlara özel ilgi ve koruma gösterilmesi istenmiştir. Maûn sûresi'nde dini yalan bilenin yetimi itip kaktığını, yoksulu doyurmaya teşvik etmediğini ve bu kimselerin gösteriş için namaz bile kılabileceklerini yalnızca en küçük bir yardımı bile men ettikleri belirtilmiştir.

    Bir yetim çocuğun baba ve anneden kalma malı olabilir. O takdirde bu yavruya ergenlik çağına girene kadar sahip çıkmak, malının yok olup gitmesini önlemek, ona hayırseverlik etmek gerekir. Eğer malı bulunmuyorsa, onun himaysi, babasının yokluğunu aratmamaya çalışmakla mümkün olur.

    yetim.
     
    Son düzenleme: 3 Mart 2014