İslamda nevruz var mı? Ayetler Müslümanların, Ramazan vede Kurban bayramının dışında kutlayacakları başka hiçbir bayramları yoktur. Bu 2 bayramın dışındaki bayramlar, sonradan çıkarılmış bid'at bayramlardır ve bu bayramları kutlamak, câiz değildir. Nitekim Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir: ( قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْمَدِينَةَ وَلَهُمْ يَوْمَانِ يَلْعَبُونَ فِيهِمَا، فَقَالَ: مَا هَذَانِ الْيَوْمَانِ؟ قَالُوا: كُنَّا نَلْعَبُ فِيهِمَا فِي الْجَاهِلِيَّةِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَبْدَلَكُمْ بِهِمَا خَيْرًا مِنْهُمَا: يَوْمَ الْأَضْحَى وَيَوْمَ الْفِطْرِ.) Efendimiz Hz. Muhammed (Aleyhi salatu vesselam) hicretten sonra Mekke'den Medine'ye geldiklerinde, Medinelilerin Nevruz günü ile Mehricân günü diye eğlendikleri iki günleri vardı. Efendimiz Hz. Muhammed (Aleyhi salatu vesselam) - Bu günler nedir? Diye sordu. Medineliler: - Biz İslâm'dan önce, câhiliyet devrinden beri bu günlerde eğleniriz, dediler. Bunun üzerine Efendimiz Hz. Muhammed (Aleyhi salatu vesselam) şöyle buyurdu - Şüphesiz Allah size, o iki günün yerine daha hayırlı olan iki bayramı: Kurban bayramı ile Ramazan bayramını vermiştir." (Ebu Davud; hadis no: 1134. Nesâî; hadis no: 1556. Elbânî de; "Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha"; hadis no: 2021'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.) İmam Zehebî -Allah ona rahmet etsin-, "et-Temessuk bi's-Sunen ve't-Tehzîr mine'l-Bide' /Sünnete Sarılmak ve Bid'atlardan Sakınmak" adlı risâlesinde şöyle demiştir: "Doğum günü, Perşembe ve Nevruz gibi bayramlarda zimmet ehline benzemek, çirkin bir bid'attır. Bir müslüman, bu gün ve bayramları bilmeden dîn sayarak yaparsa kutlarsa, yerilir ve kendisine İslâm'ın bu konudaki hükmü öğretilir. Eğer zimmet ehline sevgi besleyerek ve onların bayramlarına sevinç duyarak bu bayramı kutlarsa, bu davranışı da yerilir. Yok eğer bir gelenek ve eğlence olsun diye ve âilesini hoşnut edip çocuklarının teselli etmek için yaparsa, bu takdirde onun durumuna bakılır.Ameller, ancak niyetlere göre değerlendiririlir. Câhil kimse bu konuda mazeretlidir ve İslâm'ın bu konudaki hükmü kendisine yumuşak bir şekilde açıklanır. Allah Teâlâ en iyi bilendir." (Medine-i Münevvere İslâm Üniversitesi Dergisi; sayı: 103-104). Fıkıh Ansiklopedisi; c: 12, s: 7'de şöyle denilmektedir: "Bayramlarında Kâfirlere Benzemek: Efendimiz Hz. Muhammed (Aleyhi salatu vesselam)'den gelen şu hadis gereği, bayramlarında kâfirlere benzemek, câiz değildir. (( مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ.)) [ رواه أبو داود وأحمد ] "Her kim, bir topluluğa (kavme) benzerse (onların giyindiği gibi giyinirse, gittiği yolda giderse ve onların işlediği fiilleri işlerse, günah ve sevap bakımından) o da onlardandır." (Ebu Davud ve Ahmed ). Bunun anlamı: Kâfirlere âit olan her şeyde onlara mutâbık kalmaktan ve onların bu davranışlarını onaylamaktan müslümanların onlardan yüz çevirmelerini sağlamak içindir. Abdullah b. Amr'dan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir: (( مَنْ مَرَّ بِبِلاَدِ الْأَعَاجَمِ (بَنَى بِأَرْضِ الْمُشْرِكِينَ) فََصَنَعَ نَيْرُوزَهُمْ وَمِهْرَجَانَهُمْ، وَتَشَبَّهَ بِهِمْ حَتَّى يَمُوتَ وَهُوَ كَذَلِكَ، حُشِرَ مَعَهُمْ يَوْم الْقِيَامَة.)) [ عون المعبود وفيض القدير] "Her kim, Acemlerin ülkesinden geçerse (müşriklerin toprağında ikâmet ederse), onlarla beraber onların Nevruz ve Mihricân bayramlarını kutlar ve ölünceye kadar bu hâl üzere onlara benzerse, kıyâmet günü onlarla beraber haşrolur." (Avnu'l-Ma'bûd ve Feydu'l-Kadîr). Çünkü bayramlar, şeriat ve yol kabilindendir. Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: (( لِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنسَكاً هُمْ نَاسِكُوهُ...) [ سورة الحج من الآية: ٦٧] "(Geçmişte) her ümmete, ona göre hareket ederek yerine getirmeleri gereken şeriat (ve ibadetler) koyduk." (Hac Sûresi: 67). Tıpkı kıble, namaz ve oruç gibi. Bu nedenle onların bayramlarına iştirak etmekle onların izlemiş oldukları diğer yollara iştirak etmek arasında hiçbir fark yoktur. Zira bayramın hepsini kabul etmek, onların küfrünü kabul etmek demektir. Onların bayramlarından bir kısmını kabul etmek, onların küfürlerinden bir kısmını kabul etmek demektir. Hatta bayramlar, şeriatleri dînleri birbirinden ayıran en belirgin özelliklerden vede en açık sembollerden birisidir. Dolayısıyla bayramı kabul etmek, küfrün en belirgin özelliğini ve onun en açık sembolünü kabul etmek demektir. Bunu kabul etmenin küfürle son bulan bir davranış olduğunda da şüphe yoktur.