Mîrâsla ilgili olarak Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur Yüce.Allâh size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli mîrâs vermenizi emreder. Çocuklar ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa, yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mîrâsdan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da, ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir düşer. Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir düşer. Bütün bu paylar, ölenin yapacağı vasiyyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından yakın olduğunu bilemezsiniz.. Bunlar Allâh tarafından konmuş farzlardır paylardır. Şüphesiz Allâh, ilim ve hikmet sahibidir. İslâm Dîni, kadın hakları üzerinde özenle durmuş ve kadını, hiçbir düzen ve sistemin veremediği ayrıcalı bir makâma sâhip kılmıştır. Nitekim yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’inde:"Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Kim Allâh'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa, Allâh onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azâb vardır.." (187) Mîrâsdan kadına erkeğin yarısı kadar hisse verilmesi, kadının mîrâsçı olarak sahip olabileceği bütün konular için değil, sadece kadının, aynı ana-babanın çocuğu olarak erkek kardeşi ile birlikte mîrâsçı olması durumunda söz konusudur. Kadının mîrâsdaki payının durumu, iddiâ edildiği gibi, sadece erkeğin yarı hissesi değildir.Aksine yukarıdaki âyet-i kerîmelerde de açıkça ifâde edildiği gibi, ölenin sadece kız çocukları varsa ve sayıları da ikiden fazla ise, o zaman mîrâsın üçte ikisi onların olur. Şayet ölenin mîrâsçısı tek bir kız çocuğu ise, o takdirde mîrâsın yarısını almaya hak kazanır.