İslamda İlim Öğrenmenin Fazileti

Konusu 'Dini sohbetler' forumundadır ve Beyza tarafından 18 Ekim 2013 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    İslamda İlim Öğrenmenin

    Dinimizde ilim öğrenmenin fazileti
    Yüce Allahın bir ismi de Âlim'dir, yâni herşeyi her yönüyle bilendir. Kullarının âlim olmasını ister. Okuyup öğrenmelerini emreder. Câhilleri sevmez!

    Hiçbir din Müslümanlık kadar insanlığı ilme ve öğrenmeye teşvik etmemiştir. İlme en yüksek değeri veren İslâmiyet'tir. Alime, hocaya ve muallime de büyük mertebe vermiş ve hürmet göstermiştir.
    Peygamber Efendimiz .s.a.v buyuruyorki

    "İlim öğrenmek için bir saat çalışmak, bana gece sabaha kadar ibadet etmekten daha hoştur."

    "İlmin fazileti , ibadetin faziletinden üstündür."

    En keskin silah ilimdir. Bu sebeple dinimiz ilme, okumaya ve öğrenmeye büyük değer vermiş; ilim tahsilini her Müslümana farz kılmıştır.

    O kadar ki, insanlığa doğru yolu ve gerçek saadeti göstermek üzere indirilmiş olan Kur'ân-ı Kerîm'in ilk emri "İkra'!" (Oku!) olmuştur.

    Bütün insanları bir tarağın dişleri gibi eşit sayan İslâmiyet, "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

    Allah içinizden îman edenlerle ilme nail olanların derecelerini yükseltir.

    Kulları içinde Allah'tan gerektiği şekilde ilim sahipleri korkar!" gibi âyet-i celîlelerle ilim sahiplerini diğer insanlardan ayırıp yükseltmiştir.

    "Velâ tekün minelcâhilîn!" (Sakın câhillerden olma!), "Ve a'rid anilcâhilîn!" (Câhillerden yüz çevir!) mânâsındaki pekçok âyet-i celîleyle de cehaleti ve bilgisizliği kötülemiştir.

    Kur'ân-ı Kerîm'e göre her türlü kötülüğün, bâtıl inanç ve sapık düşüncelerin, hatta şirkin ve küfrün gerçek sebebi cehalettir.

    En büyük düşmanımız cehalettir. İlim küfrü ortadan kaldıran, sapıklığı yok eden ve karanlığı yırtan, hakikat yolunu aydınlatan bir ışıktır, bir nurdur.

    Hak bâtıldan, hayır şerden, iyi kötüden, doğru eğriden, güzel çirkinden ancak ilimle seçilir.

    ilim serveti mal servetinden üstündür. Mal sarfetmekle azalır, ilimse sarfettikçe çoğalır.

    Yemek ve içmekten kesilen hasta gibi, ilim ve hikmetten mahrum olan ruh da manen ölüme mahkûmdur.

    Vücudun gıdası yemek içmek, ruhun gıdası ilim ve hikmettir.

    Âlimler diriye, cahiller ölüye benzerler. Gerekli ilmi öğrenmek farz, Öğretmekse en büyük sadakadır.

    Bu sebepledir ki, dinimiz ilimle uğraşmayı nafile ibadetten üstün saymış ve ilim rütbesini rütbelerin en yükseği kabul etmiştir.

    İlmin ve ilim öğrenmenin kıymeti hakkında Sevgili Peygamberimiz'in (sav) yüzlerce hadîs-i şerifi arasında şunlar ne kadar dikkat çekicidir

    "Çin'de bile olsa ilmi alınız, çünkü ilim kadın ve erkek her Müslümana farzdır."

    "İlim ve hikmet mü'minin kaybolmuş malıdır, onu nerede bulursa alır."


    "Az ilim, ilimsiz çok ibadetten hayırlıdır."

    "Kişinin ilimden bir mesele öğrenmesi, bence bin rekât nafile namaz kılmasından daha güzeldir."

    "İlim tahsili sırasında ölen kişi şehittir."

    "Dünyayı isteyen ilme sarılsın, âhireti isteyen ilme sarılsın; hem dünyayı, hem âhireti isteyen ilme sarılsın."