Peygamberimiz(s.a.v) Sünnetine uygun eğlenmeyi ve çalgıyı haram kılmamıştır. Çünkü insanın bazen bu gibi şeylere de ihtiyacı vardır. İlahİler bu cümledendir. Hanımlar ve erkekler karışık bir şekilde toplanıp herhangi bir çalgı çalmak, Şehveti tahrik edici, ahlak bozucu her türlü saz ve çalgı, Hanımların sahneye çıkarıp şarkı ve türkü söyletmek, şantözlük yaptırmak, Toplum yapısında çalışma, ibadet ve düşünme ruhunu öldüren, insanı havai şeylere itip zamanı boşa harcamayı aşılayan her türlü eğlence ve çalgı haramdır. Bunun dışında mubah olan musiki ve çalgılar: Allah'ı, ahireti ve sorumluluğu hatırlatan veya vatan ve millet aşkını uyandıran, kahramanlık ruhunu aşılayan her türlü şarkı, türkü ve çalgı. Ahlaki kurallara bağlı kalınarak Hanımların kendi aralarında eğlenip çalgı çalmaları, şarkı ve türkü söylemeleri, Ayni ölçüler içinde erkeklerin kendi aralarında bu kabil eğlence tertiplemeleri -ibadet ve çalışmayı engellemediği zaman mubahtır. Söylenen şarkı türkü ve şiirler ahlak bozucu, ilahi ve şehveti gayr-i meşru yola itici olmadığı takdirde mekruh değildir. İçki, kadın ve benzeri şeyleri över mahiyette ise, mekruhtur. (El-Muhit - Radiyüddin Serahsî) Düğünlerde Tef, Darbuka ve Benzeri Aletleri Çalmak: Peygamberimiz(s.a.v) zamanında bayram günleri kadınlar toplanıp bu tür çalgı çalıp eğlendikleri sahih rivayetlerle sabit olmuştur. Ve bir bayram günü Hz. Aişe Annemiz evinde kadınlar toplanıp def çalıp eğlenirlerken Peygamberimiz(s.a.v) içeri girmiş, onlara bir şey demeden bir köşede uzanarak dinlenmek istemişti. Hz Ebubekir Sıddık içeri girerken çalgı seslerini duyunca üzülüyor, onları uyayarak Peygamberimiz(s.a.v)in huzurunda caz ve sazın yeri mi olur? Diye tavsiye’de bulunuyor. Bunun üzerine Peygamberimiz(s.a.v) yüzünün üstündeki örtüyü kaldırarak, Ya Ebabekir! Herkesin bir bayramı var, onda eğlenirler, vazgeç bunlar da kendi bayramlarında eğlensinler. Buyurarak bunun bir aşırılık olmadığını belirtiyor.