İslama göre kimler şehittir

Konusu 'Dini Sorular Ve Cevapları' forumundadır ve Adile tarafından 23 Aralık 2013 başlatılmıştır.

  1. Adile

    Adile Admin

    Kimler Şehiddir?

    Allah Teala'nın bir ism-i şerifi de; "Her şeye şahid olan, her halin zahirine ve batınına vakıf, gözetleyen ve bilen manalarına" gelen "eş-Şehid"dir. Bu sıfat-ı ilahi, Nisa Sûresi'nin 33. ayetinde:

    "Şüphesiz Allah, her şey üzerinde şahiddir." şeklinde bildirilirken, Mücadele Sûresinin 6. ayetinde:

    "...Allah onların yaptıklarını bir bir saymıştır. Oysa onlar, unutmuşlardı. Halbuki Allah her şeye şahiddir." şeklinde zikredilmektedir.

    "Şehid" kelimesinin bir diğer manası ise; alemlerin Rabbi'nin yeryüzündeki vekili/ naibi olan kulların, Allah'ın hak ve adaletini muhafaza edip hakim kılmak için şahid olması ve bu uğurda canını feda etmesi demektir. Tevbe Sûresi, 111. ayet-i kerimesinde:

    "Allah, kendi yolunda çalışan/çarpışan ve çarpışırken öldürülen mü'minlerden, karşılığı cennet olmak üzere, mallarını ve canlarını satın almıştır..." buyrulmaktadır.

    Her şeyi görüp gözeterek şahid olan Allah Teala, mü'min kulundan da yeryüzünde Varlığına, Birliğine, Kudretine, Azametine, Ulviliğine ve Adaletine şahitlik etmesini istemektedir. Mü'min kul, dünya hayatında sözleriyle, amelleriyle, yaşantısıyla bu hakikate şahit olmalı ve Allah'ın emrine teslimiyet göstermelidir. Ta ki; bu hususta kendisine hayatiyet veren canını dahi feda edinceye kadar çalışmalı, çabalamalıdır. Aynen Hazret-i İbrahim gibi vahdaniyeti muhafaza için ateşlere korkmadan atılabilmeli, Hazret-i İsmail gibi Rabbinin emri için teslimiyetle bıçağın altına yatabilmeli, Hazret-i Mûsa gibi endişe etmeden tevekkülle Kızıldeniz'in derin sularına yürüyebilmelidir. Nitekim bunların mükafatını, alemlerin Rabbi şöyle müjdelemektedir:

    "Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah'ın lûtfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler." (al-i İmran, 169-170)



    Bu ayet-i kerimenin de işaret ettiğine nazaran şehadet; dünya hayatının acı bir şekilde bitişi, gayesiz bir ölüm hali değildir. O, tam tersine bir dirilişin başlangıcıdır. Hem şehadet şerbetini içip Rabbine kavuşan için, hem de geride kalanlar için...

    Netice itibariyle dünya hayatı bir imtihan yeridir. Rabbimiz, hangimizin daha güzel iş ve ameller yapacağını denemek için dünyayı ve içindekileri yaratmıştır. Elbette Allah'ın dininin güzelliğine bir şahid olarak yaşayan insanın, ömrünün sonunu da şehadetle taçlandırması en büyük gayesi olmalıdır.

    Bu manada şehadet; Allah'ın rızası uğruna her şeyinden, hatta en aziz bildiği canından bile fedakarlık demektir. Yani şehadet, en büyük emanet olan canını, en sevdiği uğruna, seve seve kurban edebilmektir.

    Şehadet, dünyada biriktirilen her şeyden daha faziletlidir. ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır:

    "Eğer Allah yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz, Allah'ın size lutfedeceği mağfiret ve rahmet, onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır." (al-i İmran, 157)

    Peygamber Efendimiz (s.a.v) de bu özel sınıftaki şehidlerin cennetteki durumlarını şöyle tasvir etmektedir:

    "Şehid olan kardeşlerinizin ruhları, yeşil kuşlarla cennete getirilir. Onlar, Cennetin ırmaklarından su içer, meyvelerinden yiyip Arş'ın gölgesinde asılı altın kandillerle giderler, istirahat ederler. Yiyecek, içeceklerin lezzetini ve orada yaşanan hayatın güzelliklerini tattıkları zaman:

    «Allah Teala'nın bize neler verdiğini kardeşlerimiz bilselerdi de cihaddan çekinmeselerdi.» derler." (Ebû Davud, Cihad, 27/2520)

    Allah katındaki bu imtiyazlı sınıf, sadece harplerde, düşmana karşı savaşıp şehid düşenler midir? Yoksa başka kimseler de şehid sayılır mı? Bu hususta Peygamber Efendimiz (s.a.v)'den gelen şu rivayet, çok ibretlidir:

    "Allah Rasûlü (s.a.v), bir gün ashabına:

    "-Sizler kendi aranızda kimi şehid kabul ediyorsunuz?" diye sordu. Ashab-ı kiram:

    "-Ey Allah'ın Rasûlü! Allah yolunda öldürülen kimse şehiddir." dediler. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

    "-Şüphesiz o zaman ümmetimin şehidleri az olur."

    Bunun üzerine ashab:

    "-O halde kimler şehiddir, ey Allah'ın elçisi?" diye sorunca, Rasûlullah (s.a.v):

    "-Allah yolunda öldürülen şehiddir. Allah yolunda ölen de şehiddir. Taun'dan (vebadan) ölen şehiddir. Karın hastalıklarından ölen şehiddir. Suda boğularak ölen de şehiddir." buyurdu. (Müslim, İmara, 165)

    Peygamber Efendimiz (s.a.v) başka zamanlarda da bu şehidlere şu ilaveleri yapmışlardır:

    1-Allah Yolunda Ölen Şehiddir

    Nebi (s.a.v):

    "Her kim Allah yolunda (evinden) çıkar da ölür ya da öldürülürse, o kimse şehiddir. Devesi ya da atı kendisini düşürür (ve boynu kırılırsa) yahut bir yer haşeratı onu sokarsa ya da yatağı üzerinde Allah'ın dilediği herhangi bir şekilde ölürse, şüphesiz ki o kimse şehiddir ve muhakkak onun için cennet vardır." buyurdu. (Ebû Davud 1/391; Hakim 2/78; Beyhaki 9/166)

    2-Verem Hastalığından Ölen Şehiddir

    Rasûlullah (s.a.v):

    "...Veremden ölmek bir şehadettir..." buyurdu. (Taberani, Mu'cemu'l-Evsat, Mecmau'z-Zevaid, 317)

    3-Yıkıntı Altında Kalarak Ölen Şehiddir

    Rasûlullah (s.a.v):

    "...Yıkıntı altında kalarak ölen şehiddir..." buyurdu. (Buhari, Cihad, 30)

    4-Yanarak Ölen Şehiddir

    Allah Rasûlü (s.a.v):

    "...Yangında ölen şehiddir..." buyurdu. (Muvatta, 232-233; Ebû Davud 3111; Müslim 1914/164)

    5-Suda Boğularak Ölen Şehiddir

    Allah'ın elçisi (s.a.v):

    "...Suda boğularak ölmek, bir şehadettir..." buyurdu. (Müslim, İmare, 165)

    6-Malı Uğruna Ölen Şehiddir

    Bir adam, Rasûlullah (s.a.v)'in yanına gelerek şöyle dedi:

    "-Ey Allah'ın Rasûlü!.. Bir adam gelip malımı almak isterse, ne yapayım?"

    Allah Rasûlü (s.a.v):

    "-Malını ona verme!.." dedi.

    Adam:

    "-Ya benimle dövüşecek olursa?" dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v):

    "-Sen de onunla dövüş!" dedi.

    Adam, tekrar:

    "-Peki ya beni öldürürse?" dedi. Allah Rasûlü (s.a.v):

    "-(O halde) sen bir şehidsin!.." dedi.

    Adam:

    "-Peki, ya ben onu öldürürsem?" deyince, Rasulullah (s.a.v):

    "-O cehennemdedir!.." buyurdu. (Müslim, iman, 225)

    7- Ailesi Uğrunda Ölen Şehiddir

    Nebi (s.a.v):

    "...Her kim, aile halkı uğrunda öldürülürse, o kimse şehiddir..." buyurdu. (Ebû Davud, Sünnet, 29)
     
    Son düzenleme: 23 Nisan 2014
  2. Adile

    Adile Admin

    8-Dini Uğrunda Ölen Şehiddir

    Peygamber Efendimiz (s.a.v):

    "...Her kim, dini uğrunda öldürülürse, o kimse şehiddir..." buyurdu. (Ebû Davud, Sünnet, 29)

    9-Kendisine Yapılan Haksızlığı Önlerken Ölen Şehiddir

    Peygamber Efendimiz (s.a.v):

    "Kendisine yapılan haksızlığı önlemek uğruna öldürülen kişi şehiddir." buyurdu. (Nesei, 173-174; Ahmed bin Hanbel, 2780)

    10-Allah Yolunda Hudutları Korurken Ölen Şehiddir

    Rasûlullah (s.a.v):

    "Bir gün bir gece hudutta nöbet beklemek, nafile bir ay oruç tutup namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Eğer o kimse, nöbette ölürse, yapmış olduğu salih amelleri üzerine yazılmaya ve rızkı da gönderilmeye devam eder ve Kıyamet gününde şehid olarak diriltilir." buyurdu. (Müslim 1913/163; Nesei 3153; Tirmizi; Ebû Davud 2500)

    11-Şehidliği İsteyerek Yatağında Ölen Şehiddir

    Allah Rasûlü (s.a.v):

    "Her kim kalbinden sadık olarak Allah'tan şehidlik isterse, yatağında ölse bile Allah o kişiyi şehidler mertebesine eriştirir." buyurdu. (Müslim, İmare, 157)

    12-Harpte Yara Alıp Ölen Şehiddir

    Nebi (s.a.v) Cebr el-Ensari'nin kardeşinin oğlunu hastayken ziyaret etti. Yakınları ona ağlamaya başladılar. Cebr el-Ensari -radıyallahu anh-:

    "-Seslerinizle Rasûlullah (s.a.v)'e eziyet etmeyin!.." dedi. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.v):

    "-Bırak onları, sağ olduğu müddetçe ağlasınlar, ölünce sussunlar!.." buyurdu.

    Yakınlarından biri, ona:

    "-Biz senin Rasûlullah'la beraber Allah yolunda öldürülünceye kadar ölüm döşeğinde olacağını zannetmiyorduk!" dedi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (s.a.v):

    "-Ancak Allah yolunda öldürülmek mi şehadettir?! O zaman ümmetimin şehidleri az olur. Harpte yara alıp ölmek de şehadettir..." buyurdu. (Terhib ve Tergib, 3/248)

    13-Zalim Hükümdarın Öldürdüğü Kişi Şehiddir

    Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

    "-Şehidlerin efendisi, Abdulmuttalib'in oğlu Hamza ile zalim bir hükümdara iyiliği emredip kötülükten nehy eden ve bu sebeple öldürülen kişidir." buyurdu. (Sahihu'l-Camii's-Sağir, 3675)

    14-Fitne Döneminde Ölen Şehiddir

    Allah Rasûlü (s.a.v):

    "-Sizden sonra sabır günleri vardır. O günlerde sizin bulunduğunuz hale tutunan kimseye, sizden elli şehidin sevabı vardır." buyurdu.

    Ashab-ı kiram:

    "-Ey Allah'ın Nebisi! Yoksa onlardan elli şehid mi?" diye sordular.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v):

    "-Hayır, bilakis sizden!.." buyurdu. (Sahihu'l-Camii's-Sağir, 2234)

    15- Mescidi Aksa'yı Korurken Ölen Şehiddir

    Allah Rasûlü (s.a.v):

    "Mescid-i Aksa'yı korurken ölmek şehadettir..." buyurdu. (Terhib ve Tergib, 3/250, Ahmed bin Hanbel)

    16-Hamile iken Karnındaki Çocuk Sebebi ile Ölen Şehiddir

    Rasulullah (s.a.v), Abdullah bin Revaha -radıyallahu anh-'ı hasta yatağındayken ziyaret etti. Abdullah bin Revaha -radıyallahu anh-, yanında Rasûlullah (s.a.v)'e yer açınca, Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu:

    "-Siz ümmetimin şehidlerinin kim olduğunu biliyor musunuz?" dedi.

    Ashab-ı Kiram:

    "-Müslümanın öldürülmesi bir şehadettir!" dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v):

    "-Şüphesiz o takdirde ümmetimin şehidleri az olur!.. Müslümanın öldürülmesi bir şehadettir. Taûn'dan ölmek bir şehadettir. Hamile iken karnındaki çocuk sebebi ile ölmek bir şehadettir. Çocuğu, annesini göbek bağı ile cennete doğru çekecektir!.." buyurdu. (Ahmed bin Hanbel, 201, 323; Darimi, 208; Tayalisi 582; İbn-i Asakir, Tarih)

    17- Loğusa İken Ölen Şehiddir

    "Rasûlullah (s.a.v):

    "Loğusa iken ölmek bir şehadettir. Yanarak ölmek, bir şehadettir. Suda boğularak ölmek bir şehadettir. Veremden ölmek, bir şehadettir. Karın hastalığından ölmek bir şehadettir." buyurdu. (Taberani, Mu'cemu'l-Evsat, Mecmau'z-Zevaid 317)

    Peygamber Efendimiz (s.a.v) de şehadeti çok istemiş ve şöyle buyurmuştur:

    "Muhammed'in hayatı elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet günü yaralandığı şekilde gelir. Yarasının rengi kan rengi, kokusu ise misk kokusudur. Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda cihad ederek öldürülmemi, sonra tekrar dirilip tekrar öldürülmemi, sonra yine dirilip tekrar öldürülmemi arzu ederdim..." (Müslim, Kitabu'l-İmara, 103)



    Ya Rabbi, bizi de nebilerin, sıddikların ve şehidlerin arasında haşret!.. Onlar, ne güzel arkadaştırlar!.. Allah'ım, has kullarına nasip ettiğin şehadet nimetini bizlere de nasip eyle!.. amin.
     
    Son düzenleme: 23 Nisan 2014