İslam güzellikleri nelerdir?

Konusu 'Dini bilgiler' forumundadır ve Beyza tarafından 21 Mayıs 2013 başlatılmıştır.

  1. Beyza

    Beyza Moderatör

    İslam güzel ahlak dinidir

    İslam'dan sonra Allah yeni bir din göndermemiş ve kıyamete kadar da göndermeyecektir. İslam, önceki dinleri tasdik etmekle beraber, zamanla bozulmaya uğradıkları için bu dinlerin hükümlerini ortadan kaldırmıştır.Ahlakın İslam'da büyük önemi vardır. Peygamber Efendimiz "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim."(Muvvata, hüsnü'l-hulk,8) diyerek İslam'ın güzel ahlak dini olduğuna işaret etmiştir. İslam dini hakkı gözetmek, başkasına karşı iyi davranmak, yardım etmek, çalışıp başkasına el açmamak, yumuşak huylu, fakir ve yoksullara karşı şefkatli olmak, utanma duygusuna sahip olmak, çocuklara iyi davranmak, cömert olmak gibi pek çok ahlakî ilkeler getirmiş, bu ilkelerle insanların mutlu olmasını sağlamıştır.

    Her çağın ihtiyacına cevap veren, hiçbir zaman diriliğini kaybetmeyen İslam, belli bir ırk veya topluluğa değil, bütün insanlara hitap eder.

    Bu yüzden onun yüce esasları insanın yaratılışına uygundur. Pozitif bilimlerin belirlediği ilkelerle de çelişmez. Çünkü pozitif bilimlerin ilkelerini de dinin esaslarını da koyan Allah'tır. Kaynak bir olunca bunların arasında çelişki de söz konusu olamaz.

    İslam kolaylık dinidir, güçlük dini değildir. Allah, dini insanları sıkıntıya sokmak için değil, aksine onları hem dünyada hem ahirette mutlu kılmak için göndermiştir. Durum böyle olunca mutluluğa götürecek vasıta olan dinin, insanları mutsuz yapacak zorlukları bünyesinde taşıması düşünülemez.

    İslam dini, sosyal adaleti ve sosyal dayanışmayı emretmiş ve bunun sağlanması için de bazı tedbirler getirmiştir. Zengin ile fakirin birbirine yaklaşması için zekat ve sadaka vermeyi farz kılmış; bunun yanı sıra faiz, kumar, karaborsacılık gibi zahmetsiz ve emeksiz para kazancı ile savurganlık, eksik ölçme, başkalarını kandırma, adaletsizliğe yardımcı olmak gibi kötülükleri kesinlikle yasaklamıştır.

    Zaten İslam, barış içinde yaşamak demektir. Müslüman da, kendini Allah'a teslim eden ve insanlarla barış içinde yaşayan kimse demektir.

    İslam toplum yapısını sağlam tutmak için iyiliği emir, kötülükten men kurumunu getirmiştir. Bu kurumun görevi, bir insanda veya bir toplumda görülen herhangi bir kötü hareketi ona hatırlatmak ve iyilik yolunu tavsiye etmektir. Sırf Hakkın rızası ve toplumun selameti için yerinde yapılan kırıcı ve hissî olmayan eleştiri, toplumun karakterini bozulmaktan korur.

    İslam, maddî ve manevî temizliği emretmiş, ibadet yapmak için temiz olmayı şart koşmuştur. Kur'anı Kerim'de temizliğe dikkat edenler övülmüş ve Allah'ın sevgisine layık oldukları belirtilmiştir.(Bakara 222) Peygamber Efendimiz de "temizlik imanın yarısıdır.(El-Camiu's-Sahih, Müslim,1/203) buyurarak temizliğin dinimizde ne kadar büyük önem taşıdığını belirtmiştir.

    Bu kurum, "İslamda ruhbanlık yoktur.(Keşfu'l Hafa, 2/510) hadisi gereğince yasaklanmıştır. Dolayısıyla herkes işlediği günaha tövbe edebilir, Allah'tan bağışlanmasını da isteyebilir. Bu konuda Hıristiyanlıkta günah çıkartma işleminde olduğu gibi başkalarının aracılığına gerek yoktur. İslam bilginlerinin vazifesi, yalnız dinî esasları açıklamaktan, vaaz ve nasihatle doğru yolu gösterip insanları aydınlatmaktan ibarettir.

    İslam, Yahudilik gibi sadece beden zevklerine önem veren bir din olmadığı gibi, sadece ruhî geliştirmeyi hedef alan Hıristiyanlık gibi de olmayıp; kişinin madde ve manasına aynı mesafede yaklaşan ve dolayısıyla dünya ve ahiret dengesini kuran bir dindir.

    İslam'a göre her insan dünyaya hür olarak gelir; fikir ve düşünce hürriyetine sahiptir. Fakat hürriyetler de sınırsız değildir. Bir kişinin hürriyeti, başkasının hürriyetinin başladığı yere kadardır.

    İslam ırk, renk, dil ve servet farkı gözetmeksizin insana insan olarak değer vermiş, üstünlüğün ancak iman ve takvada olabileceğini belirtmiştir. Bu yüzden Arab'ın Arap olmayana, beyaz olanın da siyah olana takva dışında üstünlüğü yoktur.